XX- "Körler ve Yaralar"

101K 5.9K 6K
                                    



23 Aralık 2000

Babamın elleri büyük bir ustalıkla elindeki ahşabın parçalarında gezinirken sanki dünyanın en güzel görüntüsünü izliyormuş gibi bir hisle onun ellerine bakıyordum. Babamın elleri... Nasıl güzeldi. Sanki bu dünya üzerindeki en güzel eller ona aitti. Çünkü herkesin ellerine bakardım, daha da kimsenin ellerini görmemiştim bu ellerden güzel.

Annemin babama seslenişi olan "Hallettin mi?" sorusuyla önümüzdeki sehpaya bir tane kupa konuldu. Buharı tütüyordu. Babam ellerinin hareketini tek bir an bile durdurmazken saçlarımdan öptü derince bir nefes alarak. Bir de şey... Saçlarımdan hep öptüğünde koklardı. Tıpkı anneme yaptığı gibi.

"Olacak." dedi kendinden emin bir sesle. Annemin kolları bir an bana uzandığında anında sızlandım. Yerim çok rahattı niye bozuyordu ki? Bu sızlanışıma rağmen beni babamın sinesinden aldı, kendi kolunun altına sabitlerken "Bak sana ne göstereceğim." diyerek elindeki sanki bir ağaçtan yapılmış gibi duran deftere vurdu birkaç kez. Bir an içim sızlasa da babamdan hemen kopup bütün dikkatimi ona verdim.

Babamın da gözleri annemin getirdiği şeyi bulmuş olacak ki "Haydaa," diye sitem etti. Parmak uçlarım gerçekten bir ağaçtan mı yapıldığını anlamak için defterin üzerinde dolaşıyordu. Defter diyordum ama pek benim defterlerime benzemiyordu albüm de olabilirdi aslında. Annem babamdan bu tepkiyi bekliyormuş gibi kızıl saçlarını savurarak ona baktı. "Ne oldu, ne oldu? Neye hayda?" diye komik bir sesle konuştuğundan gözlerim onun güzel yüzünü buldu.

En güzel anne de bendeydi. Sanki en güzellerini ben kapmıştım. O kadar güzeldi ki, baktıkça dudaklarım kendiliğinden kıvrılıyordu. "Bak," dedi babam ciddi mi değil mi pek seçemediğim bir sesle. "Kızımızın," dedi tane tane. Başımı geriye atarak ona baktım. "Bir takım şeyleri bilmesine gerek yok."

Benden mi gizliyordu?

Neyi?

Benden mi?

Nasıl?

Bütün yüzüm değişirken kırgınca babama baktım ve babam bunu bekliyor olacak ki başını bana eğdi. Fark etmeden büzdüğüm dudaklarıma bakarken gönlümü almak için önce bana göz kırptı, sonraysa eğildi öpmek için ama hayır izin vermedim.

Bizi kıran insanlar bizi niye öpseydi ki?

Üstelik benim bir şeyleri bilmemi istemiyordu. Artık bende, beni öpmesini istemiyordum.

Her zamanki gibi aynı cümle döküldü dudaklarından "Annesi kılıklı."

Annem şaşkınca "Aaaa," derken beni iyice kendine yaklaştırdı. "Niye babasının romantik bir adam olduğunu bilmesin ki? Dün gece atıp tutuyordun yok ben anneni aşık etmek için bir şey yapmadım, yok zaten o bana vurgundu. Ölüyordu, bitiyordu. Demedi mi kızım öyle şeyler, korkma konuş annem. Demedi mi, söyle!" diyerek bütün bakışları bana yöneltirken o an içimdeki kıvılcım büyüdü zaten benden bir şeyler gizleyen babama hırsla bakıp başımı salladım hızlı hızlı.

"Dedi." dedim annemi desteklemeyi tercih ederken.

Babamın kaşları havalanırken "Öyle mi Efsun Hanım?" diye sordu her zaman onun destekçisi olan kızını bu kez ondan yana görmeyince şaşkınca. Omuzlarımı kaldırıp indirdim, bakışlarımı karşıya sabitledim.

SERÇEYİ ÖLDÜRMEKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin