22. Bölüm

14.5K 1.6K 287
                                    

Selamm!

•••

Sessiz sakince masada oturmuş test çözüyorduk. Malum Nejla abla yanımızda oturmuş buğday seçiyordu. Ona ilk başta konuyu anlatmıştım daha sonra ikimiz de test çözmeye karar vermiştik. Ama ders arasında sürekli elleriyle kafasını tutuyordu. Dayanamadım ve fısıltıyla konuştum. "Niye sürekli kafanı tutuyorsun?" diye sordum.

Bana ters ters baktı. "Saçlarımı çekiştirdiğin için kafam ağrıyor." diyerek sinirle tısladı. Dudaklarımı birbirine bastırdım ve elimi kafasına doğru götürerek saçlarını karıştırdım. Ellerini kafasından çekti ve bana bakmayı sürdü. Ben ise önüme dönüp testimi çözmeye devam ettim.

Sefa'nın hâlâ bana baktığını fark ettiğimde arkamı dönüp Nejla ablaya baktım. "Sefa testini çözmüyor." dedim.

"Sefa, testini çöz." dediğinde Nejla abla, bana sinirle elini kaldırdı ve "Pislik." diye fısıldayarak önüne döndü. Gülümseyerek testime baktım. O anda odaya yine o kız girdi ve masada karşıma oturunca gülümsedim.

"Derslerin iyi sanırım." dediğinde kafamı salladım. "Bende ders alabilir miyim?"

"Tabi ki!"

"Alamazsın!"

İkimiz de aynı anda konuşunca kız bize şaşkınca bakmaya başladı. "Ne zaman müsait olursan bana haber ver." dediğimde, Sefa kolumu dürttü.

"Başlatma dersinden, Dalga!" dedi Sefa. "Otur kendin çalış."

"İyi tamam." dedi Dalga gözlerini devirerek. Aralarına girmemek için bir şey söylemedim. "Ne zamandır arkadaşsınız?" diye sordu.

"İki haftadır!"

"Arkadaş değiliz!"

İkimizde bir birimize gözlerimize kısarak baktık. Ne demek arkadaş değiliz? İki haftadır görüşüp konuşuyorduk. Arkadaşlık böyle bir şey değil miydi? "Kafam karıştı." dedi Dalga.

"Canım benim biz arkadaş değiliz onunla. Bunda anlamayacak ne var?" dedi Sefa gerizekalıya bir şey anlatıyormuş gibi. Ona gözlerimi devirdim ve testimin bittiğini fark ederek eşyalarımı topladım. "Nereye?"

"Testim bitti. Eve gidiyorum." dedim ve kitaplarımı da alarak ayağa kalktım. Kapıya doğru giderken o da benim arkamdan geldi. "Gelmene gerek yok ben giderim... Arkadaş değiliz sonuçta."

Botlarımı giyinip merdivenlerden inmeye başladım. 'Hayatımda ilk defa böyle bir sınıfa gidip böyle arkadaşlar edinmiştim ama Sefa beni arkadaşı olarak görmüyordu. Oysa ben isterdim onun ile arkadaş olmayı. O istemiyorsa yapacak bir şeyim yoktu.'

Kapıyı anahtarımla açtım ve içeriye girdim. Hırkamı vestiyere astıktan sonra salona girdim. Samet bir koltukta uyuyakalmış iken, babamda onun ayak uçlarına oturmuştu. Karşı kanepede ise Emir vardı ve başını eğmişti.

"Ne yapıyorsunuz?" diye sorduğumda, babam sıkıntılı bakışlarını bana çevirdi.

"Onunla konuşmaya çalışıyorum ama yüzüme bile bakmıyor." dedi babam.

"Sen nasıl bakabiliyorsun yüzüme?" diye sordu Emir, başını kaldırmadan.

"Sana kendimi anlatmaya çalışıyorum." dedi babam.

"Neden?"

"Beni boş yere suçladığınız için." dediğinde babam, kaşlarımı çattım.

"Boş yere mi?" diye sordum. "Sen ciddi misin? Biz sensiz altı yıl geçirdik. Emir sana çok bağlıydı. Sen kendini işe adayıp bir kere bile onun başını okşamamışken onun en değerlisi sendin. Şimdi nasıl çıkıp da seni boş yere suçladığımızı söylersin? Sen bizi, sensiz bıraktın."

LİSE SAKİNLERİ SERİSİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin