25. Bölüm

12.9K 1.5K 434
                                    

Merhabalar! Okumaya gelenlere teşekkür ederim. Keyifli okumalar.

¤¤¤

Hepimiz ayağa kalkmıştık ve onların etrafında toplanmıştık. Buse hemen ikisinin arasına girip elini bir mikrofon gibi tutarak dudaklarına yaklaştırdı. "Evet, arkadaşlar. Bugün Varselya lisesinde iki düşman arkadaş dışarı çıkmak için kapının önünde karşı karşıya geliyorlar. 12/A pislikleri endişeli bir hâlde onların etrafında toplanmış, ne olacağını merak ediyorlardı. Birbirlerini dövecekler miydi yoksa böyle aşıklar gibi bakışacaklar mıydı? Biz de merak ediyoruz ve hemen olaya geri dönüyoruz." diyerek spiker gibi konuştu Buse. Aralarında durmuş ikisine de bakarken Sefa onu iki kolundan da tutup ayaklarını yerden kesti ve bir kenara koyarak tekrar Hazar'a bakmaya başladı.

Hazar ellerini yumuruk yapıp kapıdan geçmeye yeltendi ama Sefa onun kolunu tutarak durdurdu. Murat hemen olaya el atarak Sefa'nın kolunu tuttu. "Bak seni severim, böyle şeyler yaparsan kızarım." dedi Murat ama Sefa onun elini itti.

"Kavga etmeyin artık yeter." dedi bıkkınlıkla Selin.

"Hazar." dedi Ozan onun yanına giderek. "Lütfen..."

"Umutlarınızı yok etmeyin la. Hadi öpüşün." dedi Umut.

Duygu hemen olaya el atıp Sefa'nın elini Hazar'ın kolundan indirdi ve ikisini de birbirlerinden uzaklaştırdı. "A-ah yapmayın şöyle şeyler canım arkadaşlarım." dedi Duygu. Daha sonra da Sefa'nın kolunu tutup spor salonundan çıktılar. Hazar arkalarından bir süre baktıktan sonra o da yanımızdan ayrıldı.

"Oh be!" diye bağırdı Melih ve salonun ortasına geçerek çifte telli oynamaya başladı. "Girişmediler sonunda!"

Diğerleri de onun gibi müziksiz çiftetelli oynarken gülmeden edemedim. "Gençler!" diyerek seslendi onlara Ozan. "Biz üzerimizi erken değiştirelim, cumaya yetişeceğiz."

Erkeklerin hepsi kafalarını sallayıp spor salonundan çıkarken biz de kız kıza kaldık. "Ee ne yapalım?" diye sordum.

"Voleybol?" dedi elinde ki topu göstererek Ece.

"Olur." diyerek yanıtladığım da hemen grupları oluşturmaya başladılar.

"Benim karnım ağrıyor da oynamayacağım." dedi Berfin ve daha sonra bir sandalyeye oturdu. Sanırım Ozan onu bu yüzden yerden sinirle kaldırmıştı. Gülümsedim.

"Şirin, Şeyma, Buse ve Feyza birlikte takım olsun." diye konuştu Berfin. "Sıla, Selin, Ece ve Semra da beraber olsun."

Hepimiz kafalarımızı sallayıp fileyi ortaya getirdikten sonra oynamaya başladık. Eğlenecektik...

Sefa Ayves...

Duygu beni ittirerek spor salonundan çıkartırken gözlerimi devirdim ve sesimi çıkartmadan ilerlemeye devam ettim. "Tamam bırak." dedim en sonunda kolumu ondan çekerek. "Sadece konuşmak istedim."

"Ama o seninle konuşmak istemiyordu." dedi Duygu.

"Nereden biliyorsun?"

"Gözlerinden belliydi." dedi Duygu ve arkasında ki duvara yaslanarak sesli bir nefes aldı.

"Seviyorsan niye gidip söylemedin?" dediğimde kafasını eğip ofladı.

"Defalarca söyledim, Sefa. O anlamadıysa benim sorunum mu?" dediğinde sesimi çıkartmadan bekledim. "Hadi git üzerini değiştir. Cumaya gideceksin."

"Ana!" diye bağırdım ve işaret parmağımı ısırdım. "Kızım niye baştan söylemiyorsun?! Zaten haftada bir geliyor!"

Onun yanından ayrılarak soyunma odasına girdim. Diğerleri giyinmişti ve şimdi gidiyorlardı. İçeri girdiğimde bir tek Hazar vardı. Ona bakmayıp kıyafetlerimi değiştirmeye başladım. Üzerimi değiştirip sandalyeye oturdum ve ayakkabılarımı giyinmeye başladım. Hazar'ın bana baktığını fark ettiğimde kafamı kaldırıp bende ona baktım. "Ne?" dedim.

LİSE SAKİNLERİ SERİSİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin