27. Bölüm

13K 1.5K 372
                                    

Merhabalar! Bölümü okumaya gelenlere teşekkür ederim. Keyifle okuyun...

¤¤¤

Şirin Berma...

Bugün cumartesiydi ve bowlinge gidecektik. Bunun için gerçekten çok heyecanlıydım. Hemen odama girip kıyafetlerimi değiştirmeye başladım. Kot pantolonumu, beyaz geniş uzun sweetimi ve şişme, diz kapağımın altına gelen siyah montumu giyindim. Yanıma bir miktar para ve birkaç kızsal malzeme aldıktan sonra odamdan çıktım.

"Ben çıkıyorum." dedim botlarımı giyinirken.

"Şirin, bende arkadaşlarımla buluşacağım." dedi Emir odasından çıkıp yanıma gelirken.

"Tamam, haber ver mutlaka." dedim ve saçlarını karıştırdıktan sonra aşağıya inerek binadan çıktım. Elime telefonumu aldım ve Sefa'yı aradım.

"Efendim?!" diye bağırarak telefonu açtı.

Yüzümü buruşturdum ve konuşmaya başladım. "Seni bekleyeyim mi?" diye sordum. O anda apartmandan çıkıp telefonu kapattı ve bana bakmadan ilerlemeye devam etti. Ona sinirle baktım ve koşarak yanına gittim. "Neden pas vermiyorsun?" dediğimde sırıtarak bana bakmaya başladı.

"Keyfimin babası öyle istedi." dediğinde, konuşmayıp ona cevap vermedim. Okulun önüne yaklaştığımız da bir kaç kişi çoktan gelmişti. Sefa beni iterek yanından uzaklaştırdı. "Az öteye git. Beraber geldiğimiz belli olmasın."

Yanaklarımı sinirle şişirdim ve onun biraz arkasından ilerlemeye başladım. "Hiç belli olmuyor şu an cidden."

"Şirin ve Sefa geliyor." dedi Buse. Ona gülümserken o hemen koluma girdi.

"Yanlış anlaşılmasın, beraber gelmedik." dedi Sefa.

"Evet öyle. Beraber gelmedik kesinlikle." dedim.

"Ama o beni takip etmiş olabilir." dediğinde Sefa durup ona dik dik baktım.

Çarşıya doğru ilerlemeye başladık. Sonunda bowling oynayacağımız yere geldiğimizde içeriye girdik. Murat bizden ayrılıp başka yöne giderken arkasında seslendi Ozan. "Lan yanlış yere gidiyorsun!"

"Kanka önce yemek yiyelim." dedi Murat.

"Hayır." dedi Sefa. "Oyundan sonra gidelim."

"Bence de. Ben tokum." dedi Kadir.

"Ha sen aç olsan, gidebilirdik yani?" dedi Sıla.

"Tabi kızım." dedi Kadir. "Memleketin babası duruyor karşında."

"Alla alla? Kim, memleketin babası olduğunu söyledi?" diye sordu Ozan.

"Memleket baba diye sesleniyor, sen hâlâ ne diyorsun?" dedi alayla gülerken Kadir.

"Tamam dayı oğlu." dedi Umut, onun omzuna dokunarak. "Memleketin babası sensin."

"Memleketin haberi var mı?" diye sordu Emrah.

"Tabi ki var ya." dedi Kadir.

"Arkadaşlar siz konuşana kadar ben acıktım." dedi Duygu.

"Yapacak bir şey yok." dedi Sefa. "Kadir'in acıkmasını bekleyeceğiz."

"Aslan gencim ya!" dedi Kadir, onun omzuna kolunu atarken. Sefa, sırıtıp dirseği ile onun karnına hafifçe vurdu.

"Hele dur dur!" dedi dikkatleri üzerine çeken Ozan.

"Ne oldu?" diye sordu Berfin merakla.

"Ne zamandır Ece'yi seviyorsun lan? Bize niye söylemedin?" diye sordu Ozan.

LİSE SAKİNLERİ SERİSİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin