three / three

1.5K 165 636
                                    

ya bu son bölüm ama uyarı yapiyim smut var yani haberiniz olsun 🤩🤝

ve bir de after hours ve nobody is listening stream kasarak okumanızı şiddetle öneririm 😎

• • •

|2026, 1 Şubat|

Alfa elindeki poşetlerle birlikte olabildiğince sessiz bir şekilde içeri girdi, poşetleri yavaşça yere bırakıp parmak uçlarında yürümeye başladı. Önce salona ve mutfağa, sonra verandaya, en son da üst kattaki odalara teker teker baktı. Neyse ki tam tahmin ettiği gibi, omegası evde değildi. Bu demek oluyordu ki hazırlık yapmak için hâlâ biraz daha zamanı vardı. Üstelik Gemma da Harry'yi oyalayarak ona yardımcı oluyordu.

Hiç vakit kaybetmeden mutfağa girdi, ellerini ve aldığı malzemeleri yıkayıp işe koyuldu. Kısa gezisinde annesinden öğrenebildiği kadarıyla Harry'yle ikisine yetecek kadar tavuk marsala ve pasta yaptı. Pasta minik ama sevimli olmuştu, tıpkı Harry'ye benziyordu. Bu düşünce Louis'yi gülümsetti.

Hem pasta, hem akşam yemeğinin bittiğine emin olduğunda derin bir nefes vererek saate baktı. Harry en fazla yarım saat sonra gelirdi. Bunu fark eder etmez, alfa koşarak yatak odasına gitti ve üzerine temiz bir şeyler geçirdi: Harry'nin doğum gününde aldığı gri boğazlı kazak ve siyah pantolonu. Kazağın eteklerini pantolonun içine sokmaya çalışırken bir yandan da aşağı iniyordu, sofrayı kurması gerekliydi.

Salona vardığında önce yemek masasını güzelce sildi, ardından mutfak dolaplarından Harry ve kendisine yetecek kadar malzeme çıkardı. Yemek olarak tavuk yaptığı için çok soğuyacağını düşünmüyordu, zaten omegasını içeri girer girmez mükemmel bir sofrayla şaşırtmak istiyordu. Bu yüzden tabakları da hızlı hızlı hazırladı, fakat boş kadehleri doldurmadı. Omeganın şampanya patlatmayı ne kadar çok sevdiğini biliyordu, üstelik köpüğünün kaçmasını istediğini de söyleyemezdi. Bu yüzden şampanya şişesini, buzlarla ve soğuk suyla doldurduğu metal kâsenin içine bıraktı. Kâse ve şampanya masanın köşesinde öylece duruyorlardı.

Duyu güçlerini artırıp dışarıdaki seslere dikkat kesilince Harry'nin ayak seslerini duydu, telaşla boy aynasının karşısına geçti ve son kez kendisine baktı, saçlarını ve üstünü düzeltti. Pekala, hazırdı. Gerçekten de hazırdı. Anahtarın kilide giriş sesini duyar duymaz koşarak kapının arkasına saklandı ve nefes seslerini olabildiğince kıstı.

Dış kapı üstüne doğru yavaşça açıldığında omeganın ferahlatıcı kokusu birdenbire bütün evi sardı, Louis bunun üzerine bir nefes almadan duramadı. Yine de çok ses çıkarmamış olmalıydı, omega onu hâlâ fark etmemişti. Paltosunu askılığa asmakla meşguldü.

Paltoyu askılığa bırakır bırakmaz evde bir koku duyduğunu sandı, o daha arkasına dönemeden alfanın kolları onun karnına sarıldı, sımsıcak dudakları ensesine bastırıldı.

"Bebeğim..." diye fısıldadı Louis, dudakları omeganın ensesinden boynuna doğru giderken. Omega nefes bile alamıyordu, şoka girmişti. Gözlerinin dolmasına engel olamayarak başını alfasına yasladı ve "Lou..." diye mırıldandı sessizce. "Gelemeyeceğini söylemiştin."

"Seni çok özledim."

Louis bir elini onun kazağından içeri gönderip parmak uçlarını karnında gezdirdiğinde Harry'nin nefesi kesildi, kapkaranlık odada tek duyabildiği şey ikisinin kalp atışlarıydı.

february first | l.s.                                              [short-story]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin