17🔳 "Bulutların çobanı"

17K 1.7K 678
                                    


Lütfen oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayınız. 🤍

İnstagram hakugu

🔳🔳🔳


"umut bulutların yükü olsaydı, yağmur olup yağarlardı. lakin insanlığa bahşedildi, ve o, beceriksizce israf ediyor"




Bulutların çobanı yüzlerce bulut güder...

🔳🔳🔳🔳

Bridgit Mendler - Hurricane
The cranberries - Ode to my family

Mükemmel editler, kesitler ve çizimler için sosyal medyada bizi takip edin 👇🏻
instagram
hakugu
wat_profesyonel
profesyonelfanfc
hakugu_tayfa
mevante.art

🔳🔳🔳🔳🔳


Taş zemine yerleştirilen sarı ledler ayaklarımın altından gelip geçerken, gecenin karanlığında hâlâ kalabalık olan meydanda ilerlemekte zorlanıyordum. Ilık yaz gecelerinde ayrı bir aydınlık oluyor bu mekanlar. Selçuklu mimarisinin süslediği alanlarda gezmek tarihi bir filmin içinde gibi hissettirirler arkada yükselen tramvayın sesi günümüze çekiyor usulca.

Yüz ölçümünün hakkını verircesine ülkenin en geniş parklarına ev sahipliği yapan Konya'nın yıldızları da ayrı bir parlaktır. Şehir ışıklarından uzak köylerde Samanyolu'nda gezinip duran gezegenlere bile şahit olabilirsiniz. Böylesine bir dikkat benim gibi hayatı her an tehlikede olan biri için tarifi mümkün olmayan bir incelik. Hayat koşuşturmasında en azından bu doğal güzelliklerle sakinleşebiliyorum.

Rüzgarın temiz bir yükle aramızda dolaştığı sokakta ilerlerken kavak ve sert çamların uğultuları doluyor kulağıma. Daha işlek caddeler insan ve otomobillerin motor seslerine karışırken arada bir gelen korna sesleri de iyice karmaşaya neden oluyor. Her şeye rağmen cam gibi iletken olan gökyüzü, rakımın yükseltisinden sebep, siyahı siyah, parıltıyı gerçek bir parıltı olarak gösteriyor. Bu da aşağıdaki kargaşayı tolere edecek türde bir güzelliğe neden oluyor.

Yürüyüşümü hızlandırıp ilerlerken neşe ile geceyi geçiren ailelerin sesleri kulağıma doluyordu. Böylesine güzel şeylerin varlığı insana daha da cesaret veriyor. Tüm bu güzelliklerin devam etmesi için savaşmaya değer...

Nefes nefese kalarak geldiğim yer tam Mevlana türbesinin karşısıydı. Türbe ile aramda dört beş metre varken gördüğüm kişi ile derin bir nefes alıp ellerimi dizlerime koyarak eğildim. Ciğerlerim patlayacaktı nerdeyse.

Dayandığı duvara tamamıyla yaslanmış, kollarını da önünde bağlamıştı. Beni görmesi ile alaylı bir gülüşle karşılık vermesi bir oldu.

"S-sen," dedim nefesime hakim olmaya çalışarak.

"dünyanın en acımasız insanısın."

Dudaklarını büzerek başını salladı.

"Acıma sız falan demek istemiyorsun değil mi?"

"Ben. Sen... Miyim?" Derin nefesler alırken bir yandan da konuşmak neredeyse imkansızdı. Kesik kesik tamamladığım cümle ile bana yürümeyi yeni öğrenen bir bebek mişim gibi sevecen bir şekilde bakıyordu.

Yerinden ayrılıp bana doğru gelirken hala daha derin nefesler almaya devam ediyordum. İyice yaklaşıp sanki oyun oynarcasına sırtıma iki kere hafifçe vurdu.

PROFESYONEL  [F•]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin