Bölüm 2: Kaynamak

1.2K 147 183
                                    

Yibo döndü ve bir kez daha buzdolabını açtı.

Ama bu sefer uyguladığı kuvvet o kadar kabaydı ki bütün malzemeler tangırdamış, içindeki şişeler şiddetle birbirine çarpmıştı. Yibo bir kutu bira daha almış ve bu sefer buzdolabının kapısını kapatmaya dahi zahmet etmemişti.

Şişe dudaklarını buldu ve Xiao Zhan arkasını döndü.

Yalnızca tanışık oldukları eski dönemlerde Xiao Zhan'ın gözüne çarpan ilk şeylerden biri, Yibo'nun ne kadar sessiz ve ne kadar da olgun gözüktüğüydü. Gerçekten de şanına yaraşır şekilde, her şeyden ve o an yapması için para ödenmeyen bir şeyden başlıca herhangi bir şeyden uzak biçimde yaşıyordu. Pek çokları ona soğuk diyordu ama Xiao Zhan'ın gözlerinde o yalnızca olgundu...ta ki onu tanıyana dek.

Ta ki onu tam anlamıyla tanıyana dek.

O zamanlar, dünyanın ona atfettiği buzdan yüzden gerçekte tamamen uzak olduğunu keşfetmek onun için tamamen sürpriz ve zevk olmuştu.

Şu anki çocuk yirmi üç yaşındaydı. İnsanlar onun yaşının iki katı gibi davrandığını iddia ediyorlardı ama Xiao Zhan biliyordu ki kalpten güvendiği kişilerin etrafındayken, kendi isteğiyle yaşını yarıya düşürüyordu.

Ona göre Wang Yibo bir bebekti ve Xiao Zhan o bebeğin sonunda patlamış olduğunun gayet farkında idi.

Arkasını döndü, amacı uzaklaşmaktı ama yapamayacağını biliyordu. Özellikle de Yibo'nun az önce tezgaha fırlattığı oradan da yere fırlayan kutunun atılma sesini duyduktan sonra.

Sonra tekrar dolaba uzanmış bir tane daha almıştı.

"Yeter!" Xiao Zhan kükredi, ama cevap olarak yalnızca eğlenir gibi gelen bir dudak bükme alabilmişti.

Yibo üçüncü kutudan büyük bir yudum alabilmek için kafasını arkaya yatırmış ve bir kez daha bir dakikadan kısa süre içinde tüm kutuyu bitirene kadar da durmamıştı.

"Ne oldu?" şeytani sırıtışı tekrar yüzüne yerleşirken sordu. "Dolabını boşaltırım diye mi endişelendin. Endişelenme. Senin müthiş düşüşün sağ olsun benim kariyerim patlama yaptı. Halihazırda birçok şeye gücüm yeter, o yüzden bu hiçbir şey."

Xiao Zhan, o ezilmiş bira kutusunu yakındaki çöp kutusuna atmak için arkasını dönerken onu izlemişti ama aniden öfke onu delip geçmiş ve kükreyerek kutuyu yere çarpmıştı.

Teneke acınası şekilde parke zeminde sekmiş, diğer bütün sesleri bastırmıştı ama Yibo'nun hızlı hızlı nefes alışverişlerinin sesi ona baskın çıktı. Tezgaha eğilmişti, zar zor ayakta durabiliyordu ve duyulabilecek bir şekilde sesli nefes almaya çalışıyordu.

Xiao Zhan yüzündeki yarı kurumuş ıslaklığı sildi.

Bu gece, birisi dayanamayarak patlayacaktı aksi halde bu çocuk kendisine zarar verecekti. Xiao Zhan'ın asla dayanamayacağı ya da kendini affedemeyeceğini bildiği bir şekilde.

"Niye bu kadar çok kızgınsın?" diye sormuştu. "Sadece bir yarış. Hayat bundan ibaret değ-"

Kelimeler çarçabuk boğazında yitip gitti, çocuğun hızla arkasını döndüğünü ve tezgahtan bir şey kaptığını görmüştü. Xiao Zhan aniden eğildi ve bu, kafasının arkasındaki duvara çarpan seramik şamdandan onu kurtaran şey olmuştu. Parçalar yüz farklı yöne uçarken Xiao Zhan şok içinde görebildiklerine bakmış sonra dik bakışlarını öfkeli çocuğa çevirmişti.

"Wang Yibo!" diye kükredi.

"Xiao Zhan!" ona cevap olarak gelen bağırıştı. "Hayat bundan ibaret...değil mi? Bunu mu söyleyecektin?"

The Winter Wind | YizhanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin