22|

337 32 128
                                    

Selamlaar, malum sınav haftası yaklaşıyor ve ben sanırım bu bölümden sonra yb'yi ne zaman yazabilirim, ne zaman atabilirim bilmiyorum.. çok geciktirmek de istemiyorum tabi ama dersler beni muhtemelen sıkıştıracak:(

Yinede elimden geldiğince kısa bir sürede atacağıma emin olabilirsiniz. Lütfen merak ile bekleyin.

Şimdi bölümü okumaya geçebilirsiniz, keyifli okumalar♡

✿✿✿✿✿~

22| Belki o zaman özgür olurum.

••••••••••~♪

Daha önce önümde hayatına son veren insanlar olmuştu. Lakin hiçbirinde böylesine büyük bir endişeye kapılmamıştım. Alışkın olduğum  manzara daha önce hiç bu kadar canımı yakmamıştı. Terliydim, terlemiştim. Sadece koşuyordum. Bir an bile durmadan ilerleyen ayaklarım tek bir yerde durdu. Tek bir görüntü ile olduğum yerde kaldım.

"Xingchen!"
"Yang!"

Tüm caddeyi saran güçlü sesim, birbirlerine kenetlenen dudaklarını ayırmamı sağlamıştı. Öpüşmeleri her ne kadar beni şaşırtsa da bozuntuya vermeden yanlarına telaşla koştum.

"Xingchen... Sen.. birlikte... Şu.. kemancılardan biri... Bi kadın... Ölüm.."

"Önce bi nefes al."
"Hiçbir şey anlamıyoruz yibo."
Yang, kurduğum alakasız kelimeler sonucunda, bana boş bakışlarının ardından konuşmuştu.

Hızlı nabzımı stabil tutmaya çalışırken yutkundum. Konuşmaya başladığımda sesim titremişti.
"Xingchen senin beraber keman çaldığın şu dövmeli herif oradaki sokağın ardında.." derken elim ile geriyi gösterdim.
"Orda-"

Dediğimde ise bir anda nefesim kesilmişti.
Devam edemedim. Yanıyordum, bacaklarım bedenime ayrı geliyor, Ayakta bile duramıyordum. Gözlerim kararırken, önümden giden ikilinin telaşlı bakışlarını fark ettim. Elimi zonklayan başıma götürdüğümde, gözlerim çoktan kapanmıştı. Bedenim yere yığılırken ve İkilinin anlamsız gürültüsü tüm zihnimi sararken, aralarından anlayabildiğim tek kelime ulaşmıştı kulaklarıma. O da: Zhan'ın kısık sesi ile beraber "-Üzgünüm-" Deyişi olmuştu.

~

Havanın kasveti günün aydınlanmış olduğunu gizlerken, alışılmışın dışında farklı bir yatakta gözlerimi hafifçe araladım. Sağa sola sakince bakınırken, bulanık görüntünün ardından bana yaklaşan kişiyi teyit etmeye çalıştım.

"Uyandın."
Sesinden kim olduğunu anlamıştım.

Vücudumu olduğu yerden kaldırmaya çalıştığımda hızla yanıma gelip yardım etti.

"Daha iyi misin?"
"Gece bayıldıktan sonra bir türlü ateşini dindiremedik."
"Ve sürekli ağladın."
"Kendinde değildin."
"Korkuttun beni dostum."

"Özür dilerim Yang."
"Ben bana ne olduğunu anlayamıyorum."
"Özür dilerim.. iyi değilim."
"Ne yapmam gerekiyor bilm-"

Boğuk sesimle beraber, çok hızlı konuştuğumdan nefesim yetmemişti bu yüzden sertçe öksürdüm. Yang yanımdan ayrılmadan endişe ile çökmüş bedenimi izledi. Kuru ve solmus suratımı, elini yaklaştırıp okşarken,
"Sorun yok yibo. Sen iyisin. Bir şey olmayacak."
"Güçlü kal.. Lütfen."

Moral vermeye çalışıyordu. Gülümsüyordu. Ama içten değildi. Çünkü o da biliyordu ki; iyi değilim. Bedensel ve en çokta ruhsal olarak... Öyle. Hiç iyi değilim.

Violinist | YizhanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin