cinq

3.1K 155 144
                                    

"Sen hala yatıyor musun Tanrı aşkına!" kucağımdaki Dorothy'yi sevmeye devam ederken bakışlarımı sinirle söylenen Pansy'ye yönelttim. "Pansy, ben gelmesem olmuyor mu? Blaise ve Draco var işte." Küpesini takmaya çalışırken hızla bana döndü, "Blaise çok ciddi ve eminim sadece alkol için orada olacak, Tanrı aşkına alkolden etkilenmiyor bile? Draco ise her şeyle taşak geçiyor. Geriye sen kalıyorsun ve gelmek zorundasın Delilah." oflayarak yerimden kalktım ve dolaba yaklaştım.

Adrian içeri daldı, "Merhaba bayanlar! Nasıl olmuşum?" ben tek kaşımı kaldırıp onun kombinine bakarken Pansy ona bakmadan konuştu, "Tıpkı o Lockhart bozuntusuna benziyorsun, yani bir hıyar ağası!" Pansy'nin dediğine küçük bir kahkaha attığımda Adrian'ın suratı düşmüştü, "Sende aynı tükenmez kaleme benziyorsun ağabeyim." Pansy asasını çıkarıp Adrian'ın üzerine yürüdü, "Bir daha saçlarımla dalga geçersen seni öldürürüm Pucey!" onlara gözlerimi devirip dolaptan rastgele bir elbise ile ayakkabı alıp banyoya girdim.

İçeride söylenen Draco ve Blaise'in sesini duyduğumda elbisenin askısını düzeltip saçlarıma baktım, "Sanki düğüne gidiyoruz." Pansy benden önce lafa atladı. "Ha düğüne gitmişiz ha partiye, ne farkediyor?" Blaise'in oflama seslerini buradan duyarken gözlerime siyah tonlarda bir makyaj yapıp dudağıma kırmızı bir ruj sürerek banyodan çıktım.

 "Ha düğüne gitmişiz ha partiye, ne farkediyor?" Blaise'in oflama seslerini buradan duyarken gözlerime siyah tonlarda bir makyaj yapıp dudağıma kırmızı bir ruj sürerek banyodan çıktım

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

(Elbiseyi böyle düşünebilirsiniz)

Ayağımdaki stiletto ile elimde olmadan ses çıkartarak odanın içine doğru yürüdüğümde elimi beyaz tarafımda olan dümdüz saçlarımın içinden geçirdim ve kaşlarıma kadar gelen kahküllerimi düzelttim. "Hadi gidelim." Pansy, Draco ve Blaise gözünü bile kırpmadan bana bakıyorlardı. "İki dakika banyoda işim var." Draco kendi -komik olmayan- esprisine kahkaha atmaya başladığımda Blaise ona tek kaşını kaldırmış bir şekilde bakıp gözlerini devirerek kapıya doğru ilerledi. "Draco sana burdan bir çarparım, gitmene gerek kalmadan Hogsmeade'e uçarsın." dediğimde Draco gülmeyi bırakıp öksürmeye başladığında kafasını sallayıp bana kolunu uzattığında gözlerimi devirip koluna girdim.

Beraber Hogwarts'dan çıkıp Hogsmeade'e doğru ilerlerken çimenlerin serinliği çıplak bacaklarıma vuruyordu. Ferah havayı içime çekip Pansy'ye baktım, o da Blaise ile beraber yürüyordu, ara sıra Potter ve Weasley'nin arasında yürüyen Granger'a bakıyordu. Kimsenin farketmediğini sanıyordu fakat bakışlarından, 2 metre öteden gelen bir insan bile neler olup bittiğini anlayabilirdi. Pansy'nin kıyafetini inceledim. Koyu yeşil, dizlerinin tam altında biten zaten bir elbise giymişti ve hoş görünüyordu.

Yan tarafıma baktığımda yanımda yürüyen Marcus'a baktım, dişlek dişleriyle bana sırıtarak bakıyordu. Elimdeki asayı hafifçe ona uzatıp ağzımı 'seni öldürürüm' diye oynattığımda yanındaki arkadaş grubu onu ezikleyip dalga geçmişlerdi. Gerizekalı, beni sırıtabileceği kadar kendiyle aynı seviyede tuttuğu bir insan olarak mı görüyordu? Gözlerimi devirip tekrar önüme döndüm, Draco etrafındaki insanlara iğrenir gibi bakıyordu. "Neden herkese bu kadar aşk dolu bakıyorsun Draco?" Güldüğümde o işe gözlerini devirip bana döndü, "İnanamıyorum gerçekten bu aptal Gryffindor'lar ile aynı mekanda bulunacağımıza!" ona başımı salladım. Haklıydı. Ne gerek vardı böyle salakça bir partiye? "Sen onu boşver de, hoşlandığın biri falan yok mu?" Durduk yere sorduğum soruyla bana bakmadan, yerdeki karlara bastığı için çıkan hışırtı sesine odaklandı ve derin bir nefes verdi. "Başımda daha büyük bir bela var biliyorsun, kendimi böyle aşk işlerine yoramam." Ona kafamı salladım ve önüme döndüm, haklıydı. İkimizde kendimizi kurtarmak için büyük bir savaşın ortasındaydık ve ne o ne de ben kafamızı böyle işlere yoramazdık.

enemy | tom m. riddleHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin