EPİSODE 14

35.3K 1.8K 873
                                    

İyi okumalar dilerim!

EPİSODE 14

Ahir zamanın oltasını tutar ellerim.
Gaibin gölgesi üstümdedir.
Tanrı'nın huzurunda bükülür dizlerim.
Mevt'in nefesi sûretimdedir.

Azrail kapıda nöbette, Azrail tuttuğu nöbette elleri önünde pençe.
Annem dilinde tutturduğu ninniyi söyler.
Beşik sallanır...
Annemin gözleri yaşlı, annemin kirpikleri ıslak.

Çınar ağacı gölgeler evin çatısını.
Çatı annemin gözleri gibi...
Su akıtır, annem tuzunu yutar.
Beşik sallanır, bebeğin ağzında sütün tadı, göğsünde ayazın ağıdı.

Bebeğin gözünde melekler, babası kapıda.

Şehidi selamlar melekler, solunda ve sağında.
Azrail kafasını eğer, ölüm dal gibi eğilir afakında.
Babanın elleri titrek, babanın yüreği özlemin ateşinde kavruk...
Bir kış gecesi saçları rüzgârda savruk.

Kar yağar, kapı ahdeder, kalpler ahdolan kaderin ellerinde zamanı kaybeder.
Bir kurşun namlusunu diker mazluma, bu ölümden beter.
Kurşuna siper olmaz etten beden, kefeni yırtar geçer.
Ölüm dokunur hâki gözlere geç ya da er.

Kar yağar, kar kana düşer.
Tevrat'ta saklı Lazarus dirilmeye kalkar.
Bir kürek toprak ölüyü saklar, İsa'nın nefesi Lazarus'u sarar.
Nefesi babamın ensesinde, nefesi babamın soğuk bedeninin üstünde.

Mevt kollarımda, babamın kanı ellerimi tutan Azrail'in elleri.

Mevt bastırdığım göğsümde, meleğin parmağı sus çizgimde.

Oltalar elimden düşer, dizlerim düşer secde etmeye yere.
Dibi yosun tutmuş gözlerim Tanrı'nın gözlerinde.
Hançer elimde, sapı göğsümde.
Kan göğsümde ama katilin gölgesi Tanrı'nın perdesinde.

                     21.02.2021, Çakır ALACA.

Hiç tüm anlardan silinmek istediniz mi?

Ya da silinmeye yüz tutmuş anlarda ismi içinizde yara kalmış birinin varlığını yanınızda istediniz mi?

Ben istediğimi bile fark edemediğim anın içinde  kalbimi yokladım. Boşluğu avuçladım sandım ama... Vurulduğumu avuç içime kapadım. Kuşun kanat çırpttığı, kelebeğin kozasını yırttığı zamanlar gibi hınca hınç atıyor, korkuyu benliğime salıyordu.

Kalbim içi sönmüş küllerden ibaretti.

Kalbim, o külleri harlayan nefesin zülmünde yanmaya mahkum cehennemden bertaraf etti.

Dayımın omzun düşürdüğü telefondan belli belirsiz sesler yükselmeye devam ederken ona kilometreler kadar uzaktım sanki. Uzansam yere düşer, uzansam boşluğa dokunurdum. Cesaret edip de bir uzansam... Ah, bir uzanabilsem... Var olduğum anda yokluğun dibine düşerdim.

"Cellat, o iyi mi? Tamam... Tamam, geliyorum şimdi."

Acele ile bedenini benden tarafa döndürdüğünde benzi öyle bir atmıştı ki dizlerime biri arkadan tekme atmış gibi irkildim. İrkilişim yüzüne endişenin dalga dalga yayılmasına neden oldu. Telefonu tuttuğu eli boşluğa düştüğünde dilindeki kelime de zamanın kalpsizliğine gömüldü.

DEHARİRHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin