3

2.6K 229 51
                                    

Jungkook, Jimin'in karşısındaki yerine geçmiş orada davetlilerle konuşuyordu. Daha doğrusu konuşmaya çalışıyordu. Aklı Jimin'deyken ne dediklerini anlamak epey zordu.

Muhabbetin ortasında gözlerini bir anlığına kaldırdığında göz göze geldi Jimin'le. Anlık bakışma ikisinin de nefesini kesmişti.

Jimin, eskiden yaptığı gibi hemen gözlerini çekti. Ama bu sefer utançtan değildi. Bunu bilmek lordu üzmüştü. Gözlerinin eskiden olduğu gibi ışıltıyla bakmasını istiyordu.

Jungkook iç çekerek önüne döndüğünde kafasını eğdi. Ne olmuştu onlara?

*************

O dönemin davetlerinden birine Jimin ve ailesi yine göz alıcı güzellikleriyle katılmışlardı. Aile herkesin odağındaydı. Ama bu sıralar akıllarını dağıtan başka biri vardı. Lord Jungkook.

Lord Jungkook, müzmin bir bekar olarak anılırdı. Kendisine hiçbir zaman eş bakmadığı gibi bu tür davetlere de katılmazdı. Fakat bu sıralar sürekli göz önündeydi. Herkes bunun sebebini evlenme kararı olduğunu düşünüyordu. Anlaşılan Lord sonunda evlenmeye karar vermişti.

Dönen dedikodu tabii ki Jungkook'un da kulağına gitmişti. Pek umursadığı söylenemezdi. Belki doğru bile olabilirdi.

Evlenmek...

Jimin'le evlenmek gibi bir düşüncenin kafasından geçmediğini söylese yalan söylemiş olurdu. Zaten onun için geliyordu bu tür aptal davetlere ama bunları kimsenin bilmesine gerek yoktu. Henüz, yoktu.

Kalabalıktan dolayı salonda oluşan sıcak hava Jimin'i bunaltmıştı. Kimseye görünmemeye özen göstererek hızla balkona attı kendisini.

Gözleri sürekli Jimin'de olan Jungkook fark etmişti onun çıkışını. O da kimseye görünmeden çıkmanın bir planını yapmalıydı. Jimin ile yalnız kalma fırsatını kaçırmak istemiyordu. Üstelik bunun için sürekli zaman kollamışken.

Karşısındaki adamın bir türlü bitmeyen konuşmasına samimiyetten uzak bir şekilde gülümsedikten sonra gözlerini adamdan aldı. Onun arkasına bakarak, "Bay Kim!" Dedi. Lord'un heyecanlı sesi Bay Kim'i şaşırtmıştı. Konuşmasını bitirip, lordu dinlediğini belirtircesine yüzüne bakmaya başladı.

"Sanırım arkadaki beyefendi sizi çağırıyor." Dedi Jungkook. Tamam, basit bir yalandı ama aklına başka bir şey gelmemişti. Hem böyle bir şey yapmasa adamın gideceği de yoktu.

Arkasını dönmüş orta yaşlı adam sorgulayan gözlerle bakmaya başladı. "Hangisi Lordum?" Diye sordu.

Lord, parmağını rastgele bir yere uzatarak adamı yönlendirdi.

Sonunda adamın uzaklaşmasıyla derin bir nefes verdi. Kimsenin ona gelmesine izin vermeden hızla balkona doğru ilerledi. Davet salonunu geçtikten sonra bir tane daha odayı geçmesi gerekiyordu. Bu Jungkook'un işine gelmişti. Kimse orada konuşulanları duyamazdı.

Sonunda kendisini balkon kapısından dışarı attığında arkası dönük, balkonun mermer trapzanlarına ellerini yaslanmış Jimin'i görmüştü. Henüz birinin yalnızlığını bozduğunu fark etmemişti. Gökyüzünde olan bakışları hâlâ orada duruyordu.

Jungkook sessiz adımlarla ona doğru ilerledi. Hemen arkasında durduğunda, "soğuk bir gece. Sizce de öyle değil mi?" Dedi.

Ani sesle irkilerek arkasını dönmüştü Jimin. Lordu görmesiyle hafifçe gülümsedi. "Geldiğinizi duymamıştım Lordum." Dedikten sonra reverans yaparak selamladı.

Lord selamına karşılık verdikten sonra bir adım daha attı. Şimdi yan yana duruyorlardı.

Bir süre sessizce durdular. Nefes alış verişlerinde oluşan buharlar havanın ne kadar soğuk olduğunu gösteriyordu. Ama ikisi de içeriye girmek istemiyordu. O boğucu hava yerine burada durmak bin kat daha iyiydi. Hem çok güzel bir geceydi. Gökyüzünde hiç bulut yoktu ve yıldızlarla süslenmişti. Jimin bu manzaraya karşı hafif gülümsedi.

Brilliant - Jikook AboHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin