5- biriyle tanıştım

1.1K 182 89
                                    

Lan Wangji guqin'inin tanıdık tellerine dokunurken jingshi'yi yumuşak, melodik notalar doldurdu. Sanki bir ömürdür böyle hissediyor gibiydi ama gerçekte yalnızca bir avuç ay olmuştu, kafası Wei Wuxian'la ilgili düşüncelerle dolup taşıyordu.

Lan Wangji o çayırda ölüm tanrısıyla tanıştığında, başına neler geleceğini tam olarak bilmiyordu. İlk bakışta, Wei Wuxian diğer tanrıların onun hakkında fısıldadıkları her şey gibi görünüyordu. Gürültücüydü, saygısızdı ve hiçbir görgü kuralını dikkate almıyor, herhangi bir davet almadan kendisini Lan Wangji'nin kişisel alanına itiyordu. Hiç şüphesiz, Lan Wangji'nin oldukça uzun hayatı boyunca tanıştığı en sinir bozucu kişiydi.

Buna rağmen Wei Wuxian'da, Lan Wangji'nin onun kendisine eşlik etmesine karşı çıkmasını engelleyen bir şeyler vardı. Gücü değildi, hem de en açık sözlü eleştirmenlerin bile onun yüzüne karşı aşağılamaya cesaret edememesini sağlayacak kadar güçlü olmasına rağmen. Hayır, bundan daha derin bir şeyler vardı. Lan Wangji'nin dikkatini çeken ve onu bırakmayı reddetmesini sağlayan bir karizma ya da bir çekicilik parıltısı. Huzurlu yalnızlığının kaybından rahatsız olmasına rağmen, Lan Wangji'nin inatçı bir kısmı Wei Wuxian'ın gözlerindeki kıvılcımı takip etmeye ve o kıvılcımın nereye vardığını görmeye kararlıydı.

Bu nedenle, kendisi görevlerini yerine getirmek için gezinirken diğer tanrının da peşine takılmasına müsaade etmişti. Tıpkı ilk günkü gibi, Wei Wuxian neredeyse hiç durmayan bir sohbet akışı sunuyordu ve Lan Wangji, onun böyle konuşmasını başlangıçtaki kadar umursamadığını fark ettiğinde şaşırmıştı. Wei Wuxian'ın düşünceleri kaotikti ve rastgele konudan konuya atlıyordu. Ancak Lan Wangji anlattığı şeylere gerçekten dikkatini verdiğinde, Wei Wuxian'ın insanların düşündüğünden çok daha zeki olduğunu fark etmişti.

Tamam, fikirlerinin çoğunun sadece yarısı şekillenmişti ve bazılarıysa düpedüz saçmalıktı ancak o fikirler aynı zamanda yaratıcı ve başarma isteğiyle doluydu. Wei Wuxian'ın düşünme tarzı, Lan Wangji'nin daha önce gördüğü hiçbir şeye benzemiyordu ama bu yanlış değildi. Hatta genellikle tam tersiydi.

Lan Wangji'yi onun yakınına çekerek bir güve gibi farkında olmadan ateş tarafından hipnotize edilmesini sağlayan şey, sadece hızla çalışan zihni değildi. Evet, Wei Wuxian akıllıydı ancak aynı zamanda nazikti de.

Evlatlık kardeşlerinden bahsederken gözlerinin ışıldamasından belli oluyordu ya da bir adaletsizlikle karşı karşıya kaldıklarında o gözlerin cıva gibi parlamasından veya naçiz bir tavşan için iki elini kullanarak mezar kazarken yumuşamasından.

Wei Wuxian zekiydi, nazikti, güzeldi ve Lan Wangji ne yapacağını bilmiyordu.

Lan Wangji daha önce başka biri için asla böyle şeyler hissetmemişti. Tabii ki, abisi ve amcası dışında yaşıtlarıyla etkileşimini minimumda tutuyordu, ancak ne zaman Wei Wuxian yanında olsa içinde kaynayan bu duygular, düşündüğü arkadaşlık ilişkisinde olmaması gerekiyormuş gibi hissettiriyordu. Elbette onu arkadaşı olarak görüyordu, ancak kendi kendine düşündüğü onca saatten sonra Lan Wangji, arkadaşlığın Wei Wuxian'dan istediği tek şey olmadığı sonucuna varmıştı. O zamanlar bu aydınlanma korkunçtu, fakat Lan Wangji bu gerçeği kabul ettiğinde omuzlarından bir yük kalkmıştı ve başka bir şeyin, başka sıcak ve güçlü bir şeyin kalbinin içine yerleştiğini hissetmişti.

Lan Wangji geçmişte, tanrılar ve ölümlülerin aşk uğruna gökleri ve yeri hareket ettirdiklerine dair olan masallarla her zaman dalga geçerdi. Fakat şimdi, onları anlamaya başladığını düşünüyordu.

Elbette, hislerini fark etmek ve o hislere göre davranmak iki farklı şeydi. Lan Wangji basitçe Wei Wuxian'ın yanında kalmaktan hoşnuttu. Onun konuşmasını dinler ve sıkıştığındaysa kendi fikrini sunardı. Birbirlerini artık daha iyi tanıyorlardı ve Lan Wangji, Wei Wuxian'ın neye ihtiyacı varsa önceden tahmin edebildiğini söylemekten gurur duyuyordu. Genellikle, o istemeden önce ona acı biber yağını uzatmak ya da Wei Wuxian kendi düşünceleri içinde boğulurken onu kendine getirmek için guqin'ini çalmak gibi küçük şeylerdi ama bunları yapmak, Lan Wangji'ye aşırı derecede zevk veriyordu.

Flowers Blooming in the Dark | wangxianHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin