SZ • 3 |❝Kanatları Yaralı Kadın.❞|

27.9K 1.7K 2.2K
                                    

🖤🕸️🖇️

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

🖤🕸️🖇️

Kanamaya, yara almaya pek müsait biriydim.
Hala kanıyordu yaralarım, oturup kalktığım için diz kapağımdaki yara açılmış olmalıydı ki sıcak kanın tenimi yakarak aşağı doğru akışı içimi gıdıklıyordu. Kanayan dizim şuan düşüneceğim son şey olduğundan Karan'ın arkasından mutfağa doğru yürüdüm. "Ne demek Bodrum'dayız? Sen mi getirdin beni buraya?" Tezgahın üzerine koydu fincanların içine birer paket neskafe dökerken beni duymamazlıktan gelerek işine devam etti. Sonunda kahveleri hazırlayıp fincanlarla birlikte bana döndüğünde kaşıyla yürümem için salonu işaret etti. Burnumdan sinirli bir nefes verirken Karan'ın arkasından salona doğru geçtim.

Koltuğa yerleşip dik dik yüzüme bakarak kahvesinden bir yudum aldı. "Seni İstanbul'da bulsam niye peşimden Bodrum'a getireyim? Sence buraya çocuk bakıcılığı için mi gelmiş gibi yoksa gerçekten işim olduğu için mi gelmiş gibi görünüyorum?" Kollarımı göğsümde bağlayıp Karan'ın önünde dikilmeye devam ettim. Oturmuyordum çünkü benim bir şekilde acilen evime gitmem gerekiyordu. "Bana sürekli hakaret etmeyi bırakır mısın? Bende keyfimden darp edilmedim sokağın ortasında, buraya nasıl geldiğimi bile hatırlamıyorum. Sürekli bana laf sokma çabalarından vazgeçip bana yardımcı olsan, şuan senin için büyük bir dert olan çocuk bakıcılığından kurtulursun."

Sözlerim onu sinirlendirmiş olmalı ki birkaç kez sol elini yumruk yapıp gevşeterek sakinleşmeye çalıştı. Şuana kadar onda fark ettiğim bir şey varsa o da sinirli bir adam olduğuydu. Elindeki fincanı sertçe masanın üzerine bırakıp, kollarına geriye doğru yasladı. "Peki küçük hanım, bana bu sefer başınızı nasıl belaya soktuğunuzu anlatırsanız ve neden dayak yediğinizi de açıklarsınız bende size yardımcı olurum. Gerçi başınızı derde sokma konusunda epey beceriklisiniz şuan ne deseniz şaşırmam doğrusu."

Az önceki ukala tavrımdan eser kalmamış bir halde bedenimi koltuğa bıraktığımda gözüm halıya bulaşan birkaç damla kana kaydı. Karan'ında bakışları saniyesinde irislerimi takip ettiğinde homurdanarak yerinden kalkarak geldiğim koridora doğru ilerledi. Döndüğünde elinde büyük bir çanta vardı, sanırım ilk yardım çantasıydı. Çantayı dizlerimin önüne bırakıp yanıma oturdu. "Bana dön." Sesimi çıkarmadan yönümü Karan'a çevirdiğimde ellerini uzatarak yüzümdeki yara bantlarını çıkartıp bir kenara koydu. Çantayı açıp içinden bandaj ve temiz bez çıkartıp dizimin üzerine koydu. "Kolunu uzat." Kolumu uzattığımda dirseğimdeki bandajı çözerken kaşları çatılmış ve gülümsemişti. "Neden güldün?" Çenesiyle üzerimdeki tişörtü gösterip göz kırptı. "Ne iş?"

SİYAH ZAMBAK (+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin