SZ • 5 |❝İncinmesin Kanatların.❞|

25.6K 1.7K 3.1K
                                    

Bölüme başlamadan oy verirseniz sevinirim

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Bölüme başlamadan oy verirseniz sevinirim. Keyifli okumalar, bölüm sonuna görüşlerinizi yazmayı unutmayın.🖇️

Bölüm düzenlenecektir bebeklerim, kitabın patlaşacağını bilmediğim için öylesine yazıyordum. İlerki bölümlerde senaryo sarıyor merak etmeyin.


🖤🕸️🖇️

KİTABIN BU BÖLÜMÜ VE DİĞER BEŞ BÖLÜM DÜZENLENECEKTİR.
OKUMAYA DEVAM EDEBİLİRSİNİZ, DÜZENLENEN KISIMLAR HİKAYENİN GİDİŞATINI ENGELLEMEYECEKTİR.

LÜTFEN KIRICI YORUM YAPMAYALIM, DÜZENLENECEK.

Tek başına olmak, tek başınalığın içinde kendi kalabalığına, düşüncelerine, hislerine, duygularına, rüyalarına, nefesine, yarına, küstüğün saatlere sığınmaktır. Birer birer attılar beni uçurumdan o gece, bütün sevgileri yakıp kül ettiler. İçimdeki tüm iyilik pıhtısı toprak ile yüz göz oldu. Kelimelerse beni anlatmaktan sıkılıp benden uzaklaştılar. Dünyanın adaleti ve cesareti bu kadardı işte; bizleri milyon kere öldürebiliyor lakin sadece bir kere toprağa gömebiliyordu. Belki de ölüp gitmek lazımdı bu lüzumsuz yaşamadan.

Düşünüyordum oturduğum yerde, her şey kabus gibiydi. Hala yaşadıklarımın ciddiliğini algılayamıyor saniyelik aralarla gerçekliği sorguluyordum. Bir günde hayatımda her şey değişmişti, üstelik bu sefer annemde yoktu yanımda. Yaklaşık iki gündür bu evdeydi bedenim, lakin ruhum sanki yıllardır bu evde yaşıyor gibi bu hayata alışıktı. Bunun nasıl bir ikilem olduğunu saatlerdir çözemiyordum. Salondaki koltuklardan birini oturmuş, az ilerimde Karan'ın alnından akan soğuk terlere bakıyordum. Bir doktor çağırmıştı Gökhan eve, sanırım arkadaşlarıydı.

Karan'ın dişleri sımsıkı birbirine kenetlenmiş koluna atılan dikişi izliyordu. Uyandığımda şuan oturduğum koltukta uzanıyordum, bayılıp kalmışım salonun ortasında. Kalkıp kendime geldiğimde baş ucumda oturan doktor kısaca beni kontrol etmiş fiziksel bir sorunumun olmadığını söyleyip kurşunla ilgilenmeye devam etmişti. "Sarı kız, iyi misin sen?" Başımı kaldırıp tepemde dikilen Gökhan'a bakıp içime derin bir nefes aldım. "İyiyim, teşekkür ederim." Dağınık siyah saçlarını geriye atıp koltuğun koluna oturdu. Eliyle dudaklarını kapatıp kıkırdayarak "Birini vurmuşsun?" diye sordu. "Yanlışlıkla olan bir şeydi, dalga geçilecek bir konu değil." Ellerimi birbirine kenetleyerek asık suratımla önüme döndüm. "Ya bacım dalga geçmiyorum açık açık söylüyorum. Ben adam vurunca 'ambulans çağır!' diye yaygara çıkarıyordun, ulan üstünden daha bir ay geçmeden adam vurmak ne?"

SİYAH ZAMBAK (+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin