gözünün görmediğine şiir yazıyorsun,ahmet-

314 60 9
                                    

-sana uzun bir yolun, en ağrılı yerinden sesleniyorum, hacer, beni işitiyor musun?

-yanıbaşındayım, ahmet. gidecek bir yerim yok. hem duysam ne fayda, duymasam ne. kulağımın dibinde feryât etsen, başımı çevirip bakmam, ama işitirim, ahmet, biliyorsun ya.

-geldim otuz beşime. çehreni görene kadar bir kez olsun düşmedi ölüm hâtrıma. şükürler olsun allah'ıma, anam sağ, atam sağ. ölümü hiç tatmadım ben, hacer. ama..sen öyle ağrılı ağrılı baktın ya, ben ölümü senin gözlerinden öğrendim o akşam. sesinde ağrı vardı, gözünde, elinde ayağında ağrı vardı hacer. görmedim mi sanıyorsun?  gözünden tek bir damla yaş akmadı, bir kez olsun dizini yere vurup feryât etmedin. ama o gece sen kendi önünde kendine yenildiğini kutlar gibi tebessüm ettin. bağrım yandı, hacer.

söylesene şimdi,niçin bakmıyorsun yüzüme?

Hacer, gözlerini diktiği dağı işaret etti başıyla. Ahmet yüzünü dağa dönünce, derin bir âh çekip tek bir cümle kurdu;

“karşında duran dağ var ya ahmet,” dedi, “yanıyor.”

29.03.2021/18:44

feryâdım kürsilerin en yükseği*Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin