Bölüm 17

924 127 50
                                    

Zhan

Mutlu olmam gerekiyordu, içimin rahatlaması gerekiyordu fakat öyle bir anın içindeydim ki ne son söylediği cümle ne de dudaklarıyla buluşan dudaklarım içimi ferahlatmaya yetmiyordu.

Sevgimden şüphe duymuyordu, duymak istemiyordu. Bense diğer her şey bir yana ona sevgimin, aşkımın gerçekliğinden başka bir şey kanıtlamak istemiyordum. Herkes klan liderinin oğlunu sorgulamak için dışarı çıktığı esnada bir anda kapı açılınca irkilmiştim.

Dolu gözleriyle içeri giren Ji Yang kalbimi acıtırken kafamı öne eğdim. Buraya geldim geleli bana en çok destek olan ve ilk güvenen kişiydi o. İsmini öğrendiğim zaman ne kadar mutlu olduğumu hatırlayınca ister istemez tebessüm etmiştim. 

"Her zaman ilk inanan oluyorum biliyor musun?"

Titreyen sesiyle oldukça sessiz bir şekilde kurduğu cümle kendimden nefret etmemi sağlamıştı. İyi bir amaç uğruna söylediğim yalanlar beni kötü birisi  mi yapmıştı?

Hayır. Ama bana güvenen insanların kalbini kıran birsi yapmıştı ve o an ilk kez benimle gülümsemek yerine acı dolu bir ifadeyle konuşan elfi görünce kötü biri olmak istemiştim.

"Özür dilerim.. ben gerçekten özür dilerim. Sana olan sevgim, gülüşlerim hiç biri yalan değildi yemin ederim." 

Öyle yalvarırcasına çıkmıştı ki sesim dudakları anlık olarak kıvrılmıştı. Her zaman gülüşünü çok sevdiğim elfin o an ki tebessümünden hiç hoşlanmamıştım. Çok kırık bakıyordu çünkü.

"Ama her şey bir yalan sayesinde başladı."

Ne söyleyebilirdim ki? Bir insan tarafından ihanete uğrayıp çektikleri acıları onlara yalan söyleyen bir insana anlatmıştı. Yüzleştiği bu gerçekler yüzünden hâla yüzüme bakması bile bir mucizeydi. Bir şey söylememi beklemeden gidecekken aklına gelen şeyle durdu ve düz bir ifadeyle bakmaya çalışarak konuştu.

"İlk geldiğin zamanlarda yanlışlıkla girdiğin bir patika vardı, ikinizin sorgusunu orada yapmaya karar verdik benimle gel." cümlesini bitirir bitirmez dışarı çıkmış ben de peşinden ilerlemeye başlamıştım.

Aklıma dolan anılarla iyice gerilirken yanından geçtiğimiz her elfin sinirli bakışlarını bedenimde hissediyordum. Dediklerim doğru olsa da elimde somut bir kanıtın olmaması bana inanmalarını iyice zorlaştırırdı. Yol boyunca yargılayıcı bakışlardan kaçınmak için kafamı yerden kaldırmamıştım. 

"Bu onun suçsuz olduğu anlamına gelmez!"

Geldiğimizi klan liderinin oğlunun bağırma seslerinden anlamıştım. O, Bowen, Yibo ve adını bilmediğim iki elf patikanın girişinde toplanmış konuşuyorlardı.

"Bunun kararını verecek kişi sen değilsin!" 

Yibo'nun sert sesiyle kurduğu cümleden sonra bakışları bize dönmüş ve Ji Yang'a dönerek elfçe olduğunu tahmin ettiğim bir kaç şey söylemişti. Bunun üzerine yanımızdan ayrılan Ji Yang patikaya girerek ortadan kaybolmuştu.

"Ji Yang bir kaç değişiklik yapacak ardından sırayla patikaya gireceksiniz. Gerçek arzularınızı gün yüzüne çıkaracak bir ortamla karşılaşacaksınız, orada yalan söyleyemeyecek ve kalbinizin en derinlerinde yatan her şeyi göstereceksiniz. Her anınızda izliyor olacağız."

Klan liderinin oğlunun ciddileşen yüzüne bakarken bu durumdan nasıl kurtulacağını düşündüğünü anlamak zor değildi.  Yibo da bunu fark etmiş olacak ki son söylediği cümle beni bile şaşırtmıştı.

"Her şeyin daha da adaletli olması için oraya girmeden önce ikinizde tüm bu anlattıklarımı hatırlamıyor olacak ve  sanki gününüz yeni başlıyor gibi hissedeceksiniz."

Aglon Geçidi [YiZhan]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin