4.Bölüm: KAFES KUŞU

28.6K 1.4K 2.8K
                                    

Hikayemize devam etmeden önce yıldızları yakmayı unutmayalım 🌟

Oy ve yorumlarınızın, özellikle paragraf yorumlarının ne kadar motive ettiğini söylemek ve onları bol bol görmek isterim 😌

Keyifli okumalar!

*

Kafes Kuşu

*

Hayat tek bir şey öğretti yıllar boyu

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Hayat tek bir şey öğretti yıllar boyu. O da insanlara güvenmemem gerektiğini. Karşıma çıkan kimsenin göründüğü gibi olmadığını, her zaman göründüğünden de fazlası olduğunu biraz geç öğrenmiş olabilirdim fakat öyle sarsıcı olaylar sonucu öğrenmiştim ki tüm bunları, bundan sonra hata yapmama imkân yoktu. Ya da ben öyle sanıyordum.

Saruhan'ı tanıdığım ilk günden beri, gözlerinin ardında tekinsiz gölgeler dolaşıyor gibi hissediyordum. Şimdi öğrendiğim gerçekler karşısında hislerimin ne kadar doğru olduğunu anlayabiliyordum. Ne iş yaptığını çok merak ediyor ve tehlikeli bir adam olduğunu da tahmin edebiliyordum fakat bir hırsızla yolumun kesişeceğini yıllarca düşünsem bile aklıma gelmezdi. Bir hırsızla evde yalnız kalmış, yolculuğa çıkmış, babamın evine getirmiştim. Ve yine şimdi arabamın içinde, bir hırsızla baş başaydım. Sanırım bu da Armin Yücel şansıydı.

"Bu senin işin mi?" diye mırıldandığımda şaşkınlıktan sesim çok kısık çıksa da önemsemedim ve iri dudaklarına gözlerimi dikip heyecanla vereceği cevabı bekledim.

Tereddütlü bakışlarının aksine net bir tavırla başını salladığında istemsizce ürperdim. Bir yanım ironi yaptığını, yalan söylediğini itiraf etmesini beklerken diğer yanım böyle bir şeyin gerçekliğini kabul etmekle uğraşıyordu. Söyledikleri gerçekse eğer neden bunu benimle paylaşma gereği duymuştu ki?

Hangi suçlu, suçunu kabul ederdi ki?

"Hırsızlık mı yapıyorsun yani?" diyerek farklı bir şekilde aynı soruyu yeniden sormuş oldum.

"Yani... Hırsızlık demeyelim de kötü insanları cezalandıran iyi insan diyelim biz ona," dediğinde şaşkınlığa bürünen ifadem gülüşümle bir anlığına kayboldu. Benimle birlikte onun da sırıttığını görünce bu durumdan rahatsız olmadığını daha çok anlamıştım.

"Bunun bir yalan olmadığına emin miyiz peki?" diye sorarken söylediklerini doğrulamasını istermiş gibi kaşlarımı kaldırarak usulca başımı eğdim ve dik dik yüzüne bakmaya devam ettim.

"Yeterince emin değil miyiz sence de?" derken babamın doğum günü hediyesi olarak Burcu'ya aldığı pahalı mücevher takımını yeniden bana doğru uzattı. Karanlığa rağmen ışıldayan taşlarına göz ucuyla baktığımda dudaklarımın kenarına sinsi bir gülüş yuva yapıverdi.

EĞER PEŞİNDEN GELİRSEMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin