chapter 1

640 47 7
                                    



"Hey bayım, çakmağınız var mı? "

Yine o çocuktu, koridorun karşısındaki apartman dairesindeki çocuk... Bazı günler, Jaehyun dairesine dönerken, apartmanlarının girişine ulaşmak için bu çocuğun yanından geçmek zorunda kalırdı.  Tabi hiçbir zaman aynı saatlerde geçmezdi çünkü rutinler öngörülebilir olduğu gibi tehlikeliydi de.

Genellikle sıkılmış ve bitkin bir şekilde koridorun başındaki ahşap sandalyede oturur. Çoğu zaman parmaklarının arasında yarılanmış bir sigara ve iri, huysuz gözlerinin altında çok belirgin olmayan leylak rengi gölgeler olurdu. Koyu kahve saçlarının kat atılmıştı uçları ise hafif kızıldı. Kulak kepçesindeki kıkırdağı boyunca piercingler doluydu. Genellikle hoodieler giyse dahi boynundan ve kollarından anlaşıldı kadarı ile işçiliği çok iyi olmayan dövmelerle doluydu vücudu. Oldukça solgun bir cildi vardı. Bazen oturduğu ahşap sandalyeye hemen yanındaki küçük camdan yansıyan güneş ışıklarının yansıması saçlarını parlatırdı. Bu gün de siyah kısmen bolca bir kot pantolon ve koyu mor bir tişört giymişti. Üstüne giydiği gömleğin üstünde ise şu kelimelerden oluşan beyaz bir font vardı: My Chemical Romance. Ne yani? Hala MCR dinleyenler var mıydı?

Detaylar çok önemliydi Jaehyun için. Jaehyun her zaman dikkatliydi, etrafındaki insanlar ve yerler hakkındaki her önemli veya önemsiz detaya daima özen gösterirdi. Çünkü bu bazen yaşamak ve ölmek arasındaki sınırı çiziyordu. Bu yüzden Jaehyun her zaman bir gün potansiyel bir kullanım için görsel ve işitsel verileri izliyor, filtreliyor, saklıyordu. Ve aynı zamanda tüm bu bilgileri topladığı gibi, kendisini ise başkaları için olabildiğince görünmez ve göze çarpmaz hale getirmek için her türlü çabayı gösterirdi.

Görünmez olmak. Temel kurallardan biriydi bu. Jaehyun'un hocası, eğitim yılları boyunca defalarca tekrarlamıştı bu kuralı.

Jaehyun hiçbir yerde kendi izini bırakamadığı için herkesi kendisinden uzakta tutmaya da özen gösterirdi, sadece meslektaşları, müşterileri ve hedefleriyle konuşurdu. Çoğunlukla başını aşağıya doğru sabitlerdi, etrafını tararken gözleri genelde kaşlarına düşen kahküllerinin arkasına gizlenirdi. Kimsenin onu bir kaç kereden çok görmediğinden emin olmak için, sürekli yer değiştirirdi. Herhengi bir yerde genellikle iki aydan fazla kalmazdı.
Şanslıydı ki şuana kadar bu kentteki konut konsey yasaları herhangi bir süre boyunca kira vermesine izin veriyordu, yoksa şimdiye kadar şehrin çeşitli yerlerinde vermiş olduğu depozito paralarını kaybedecekti.

Tam olarak anlayamadığı nedenlerden dolayı burada çok uzun süre oyalanmıştı. Yabancı olduğu ve rastgele kiracılarla konuşma olasılığının düşük olacağı yeni bir yer bulmanın zamanı gelmişti de geçiyordu. Üç ay, bir yere yerleşmek için tehlikeli derecede uzun bir zamandı. İçini çekmişti. Yakında ilanlara göz atmaya başlaması gerektiğini biliyordu.Yarın bu işle ilgilenecekti zaten yeterince uzun süre ertelemişti.

"Hey Bayım, çakmağınız var mı?" Koyu have saçlı çocuk, gözlerini kısarak Jaehyun'a bakarak sorusunu tekrarladı.

"Hayır."

"Ama çakmak taşıyacak birine benziyorsun." kaşlarını kaldırmıştı. Yüz hatlarından bile şüpheciliği okunabiliyordu.

"Ben sigara içmiyorum."

"Bu eğlenceli değil."

Jaehyun , arkasına bakmadan hızla bina girişine gitmeden önce, umursamadan omuz silkti.

"Hey Bayım! Hadi ama!" Çocuk tekrar seslenmişti. Jaehyun ise kapıyı iterek onu duymazdan geldi.

"Siktir. Şimdi sadece bir çakmak için daireye geri dönmem gerekecek."

Sigarayı bırakmalı, diye düşünüyordu Jaehyun ellerini cebine sokarken.

Başını her zamanki gibi aşağıya doğru tutarak soğuk koridordan yürüdü ve birinci kattaki dairesine merdivenlerden çıktı. Bu eski binada asansör yoktu. Merdivenler ise yangın merdivenlerine benziyordu. Zemin kattan, beşinci kata kadar tüm yol boyunca yıllanmış, soluk siyah ve beyaz fayansların ve duvarların üzerlerinde belirli yerlerde çatlaklar oldukça net görülüyordu.

Jaehyun her zaman birinci katta daireler tutmaya çalışıyordu. Burada da öyle yapmıştı. Bunun nedeni ise hem birinci katın yerden kolayca girilemeyecek kadar yüksek, ama aynı zamanda sessizce uzaklaşmak zorunda kalırsa merdivenlerden ya da başka bir şekilde gerçekten hızlı bir şekilde inebilecek kadar alçaktı olmasıydı. Hocası onu her zaman tedbirler almaya, çevresinden haberdar olmaya ve kendisini korumaya şartlandırmıştı.

Önce güvenlik, Jaehyun. Bu kelimeleri kafasının içinde net bir şekilde duyabiliyordu, onları yeterince duymuştu, ki ölmek üzereyken de muhtemelen kafasında duyduğu son şey ne zaman olursa olsun bu cümle olacaktı.

while we are in love + dojaeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin