1

16 5 7
                                    

Ormandaki sis yuvarlandı ve havada sürüklendi. Ağaçların arasından ay ışığı parlarken sağır edici bir sessizlik ormanı doldurdu. Bir kız, kuru ve buruşuk yapraklar arasında koşup onları etrafa savururken ölü havayı bozdu. Genç bir oğlanın uğursuz sesi rüzgarda yankılandı. Kız ellerini dizlerinin üstüne koyarak durdu. Nefesleri ağırlaşmıştı ve ciğerleri yanıyordu. Ağlamaya başlarken gözlerinden birkaç damla yaş döküldü.

"Marcy," diye seslendi. Kemikleri kaskatı kesildi.

Hızla hareket edip bir ağacın arkasına saklandı. Kızıl saçlı kız, sırtını ağacın gövdesine bastırmış şekilde dikkatle sesleri dinledi. Titrek nefeslerle gözlerini sımsıkı kapadı.

"Marcy, Marcy." Rahatsız edici ses gitgide yaklaştı.

Ufak kız buraya sıkışıp kaldığını biliyordu. Ormanın kilometrelerce derinliklerindeydi, hiçbir yer ona tanıdık gelmiyordu.

"Marcy, neredesin?" diye homurdanan ses tüylerinin diken diken olmasına neden oldu.

Oğlanın sesi kesildiğinde kız gözlerini açtı. Ağacın kenarından etrafa göz atarken vücudu gevşedi. Ormandan başka bir şey göremedi. Rahat bir iç çekiş dudaklarından dışarı kaçarken havada küçük bir bulut oluşturdu. Kalp atışları normal hızına inerken ağaca yaslandı.

"MARCY!" diye şiddetle bağırdı sesin sahibi. Kız, çoktan önünde dikilmiş olan oğlanı görmek için gözlerini kocaman açtı. Oğlanın giysileri sanki az önce sudan çıkmış gibi sırılsıklamdı. Kız, önündeki oğlanın gözleri kırmızıya dönerken sağır delici bir çığlık bıraktı.

~

Beyaz bir Wrangler cip, bir benzin istasyonunun önüne park etti. Tek bir benzin pompası ve pencerelerde demir çubuklar vardı. Üniversiteli genç oğlan, hafif bir kuvvetle sürücü kapısını iterek araçtan çıktı. Neredeyse aracın yüksekliği kadar olan vücudunu gerdi. Boyu 1,80'den uzundu. Kahverengi saçları, bulutlu gökyüzünün altında daha koyu görünüyordu ve gözleri arkasında yatan yorgunluğu gizleyemiyordu.

Bal rengindeki gözlerinin kenarlarını ovuşturdu ve ağzından büyük bir esneme kaçtı. Colin bütün gece araba kullanıyordu ve güneş nihayet bu sabah doğmaya karar vermiş gibi görünüyordu. Arka cebine uzanıp saati kontrol etmek için telefonunu çıkardı.

Sabah 06:00.

"İyi misin, Colin?" Uzun, dalgalı, açık kahverengi saçlı kız ona sıcak bir şekilde gülümsedi. Colin, onun cesur, okyanus mavisi gözlerinin görüntüsüne baktı.

"Evet, iyiyim, Elena." Colin benzin istasyonuna girmeden önce ona güvence verdi. Ardından kız hemen peşi sıra gitti.

"Diğerleri de geliyor mu?" diye sordu ona bakarak.

Elena cevap vermeden önce raftan bir cips aldı. "Hayır, gelmiyorlar," diye cevap verdi Colin'e yaslanarak. "Akşamdan kalma oldukları için uyuyorlar."

Colin etrafından geçip abur cubur reyonuna gitmeden önce alayla gözlerini devirirken kızın dudaklarında bir sırıtma belirdi.

"Biliyorsun, arabayı bir süreliğine ben kullanabilirim," diye önerdi Elena gözleri Colin'in üzerinde oyalanırken. Ama Colin onun şefkat gösterme girişimini göremeyecek kadar kördü.

"Emin misin?" Ona bakarken kaşlarını çattı. Kız aralarındaki küçük mesafeyi kapattı.

"Sorun olmaz," diye belirtti. Colin, cipini kıza emanet edip edemeyeceğini sorgulayan bir bakışla ona baktı.

Lise birinci sınıftan beri bu şey için para biriktiriyordu ve parçalarını oradan buradan toplamayı göze almak istemiyordu. Colin teklifi neredeyse reddediyordu, bir başka yorgunluk dalgası ve büyükçe bir esneme anahtarları Elena'ya vermesine neden oldu.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: May 05, 2021 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

The Depths of Fear (Türkçe Çeviri)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin