başlangıcım ve sonum pt.2

2.3K 233 99
                                    

"Bir şarkıda ona eşlik etmemi istiyor." Başımı, yanağımdaki eline yaslarken mırıldandım. Kısık gözlerim baygın bir hal almıştı bu sırada. Kaşları şaşkınlık ile havalanan Taehyung dudaklarını aralasada hemen konuşmadı. Baş parmağı alt dudağımı kısa bir an okşadığında ne düşündüğünü kestirememiştim yine. Şaşkınlıktan başka herhangi bir duygu barındırmadı mimiklerinde.

"Kabul ettin mi?"

"Evet."

Dudağı yana kıvrıldı. Gülüyordu fakat gözleri bu gülümsemeden nasibini almadı asla, yapmacık olduğu her halinden belliydi. "Güzel," dedi parmağı dudağımdaki gezintisine devam ederken. "Adına sevindim." Altı oldukça boş olan ve gelişigüzel bir dilekti sunduğu. Sevindiği zamanki hallerini bildiğimden, içten içe bunu sadece adet yerine gelsin diye söylediğini anlayabiliyordum.

Jeon meselesini daha fazla gündemde tutmak istemediğimden kollarımı boynuna dolayıp sıkıca sarıldım. Şu dakika varlığından başka bir şeyi düşünmek tercihim değildi. Beklediğim gibi o da bana ayak uydurdu.

Birkaç dakika sessizliğe gömülen bedenlerimiz ile sarıldık odanın ortasında. Normalde rahatsız eden temaslar söz konusu bu adam olduğunda hayatta en sevdiğim şeyler oluyordu. Kimsenin boynuna yüzümü yaslama dürtüsü hissetmemiştim şimdiye kadar, ya da kolları en güvenli mekanım haline gelmemişti. Yaşadığım duruma ve Taehyung'a karşı hissettiklerime hala anlam verebildiğimi söyleyemezdim fakat eskisi kadar kafamı kurcalamıyordu bu tip düşünceler.

Kendime belirlediğim çizgilerin dışına çıkmak dünyanın sonu değildi.

Sevmenin acizliği ile dibe batmamak için hayatıma birini almaktan hep uzak durdum. Stabil düzenini bozmayan yaşamımda duyguların iniş çıkışlarına yer yoktu. Bu tip durumlar hayatın belirli bir kısmını yıllar sonra değmezmiş diyeceğin biri için heba etmek demekti ve kesinlikle tasdiklediğim bir düşünce değildi.

Ölümüne uzak durduğum ve kendimce acizlik olarak adlandırdığım sevgi, Kim Taehyung ile her hücremde hayat buldu. Kafa karışıklıklarımı bir kenara bıraktığımda ve onunla geçirdiğim diğer tüm günleri anımsadığımda aslında dibe batmaktan çok yükseldiğimi fark ettim. Tenini hissetmek en büyük arzum olmuşken, soluğuyla başka bir hayat buldum. Sadece bana ait olan bir hayat.

Dokunmak, öpmek ve sevmek. Taehyung sayesinde hayatımın merkezi oldu hepsi.

"Jim." Ansızın adımı söylemesi ile tüm düşüncelerim toz oldu yine. Yüzümü gömdüğüm yerden kaldırmamaya yeminli gibi dinlediğimi belli edercesine mırıldandım. Belimdeki bir eli sırtıma doğru çıkıp rahatlatıcı şekilde sıvazlamıştı bu sırada.

"Yatakta daha rahat olmaz mıyız sence de?"

Dakikalarca ayakta dikildiğimiz aklıma şimdi geliyordu. Bu an haricinde gün boyu doğru düzgün oturmadığımı da hesaba katarsak kesinlikle bacak ağrısı çekecektim. Çekimlerde bile bu kadar ayakta durmamıştım hiçbir zaman.

"Doğru." Mırıldanıp isteksizce çözdüm boynundaki kollarımı. Direkt yatamazdık, her şeyden önce üzerini değişmesi gerekiyordu.

"Rahat bir şeyler ister misin?"

Sorduğum soruya karşılık başını iki yana salladı. Ev hali ile olduğunu henüz fark ediyordum. Üzerindeki ince montu çıkarıp kenarda kalan koltuğa bıraktığında, tahmin ettiğimden erken sürmüştü yatağa girmesi. Ne yazık ki onun aksine benim üzerimi değişmem gerekiyordu.

promaja, vminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin