23

778 81 73
                                    



Harry kahvesinden bir yudum daha aldıktan sonra cebinde titreşen telefonunu çıkardı. Niall'dan gelen mesajları cevapladıktan, Louis'den gelen mesajları okuduktan sonra telefonunu masaya bırakmıştı. Hava yağmurluydu, cam kenarında oturup kahvesini içerken bir yandan da cama vuran yağmur damlalarını ve koşuşturan insanları izliyordu.

Ardından gözlerine o çarptı; yağmurdan korunmak için kot ceketinin kumaş kapüşonunu kafasında tutmaya çalışarak koşuyor, bir yandan da telefonda konuşuyordu. En sonunda kapıdan içeri girdiğinde hemen telefondaki kişi her kimse ona birkaç kelime daha söyledi ve siyah dar pantalonunun cebine sıkıştırdı. Gözleriyle etrafı taradı, birkaç saniye sonra Harry'yi gördüğünde suratına bir gülümseme yerleştirdi ve ona doğru hızlı adımlarla ilerledi.

Harry ise sadece onu izliyordu, yanına geldiğinde ne yapması ya da ne demesi hakkında en ufak fikri yoktu; tek bildiği içindeki gereksiz gerginlik ve onunla yan yana olmayı özlediğini belirten garip histi, karnı kasılmaya başlamıştı.

"Burası boş mu?" diye sordu Louis gülümseyerek. Harry kafasını onaylarcasına salladığında sandalyeyi çekip oturdu, kapüşonunu kafasından indirerek karışık saçlarını düzeltmeye çalıştı, elini ona doğru uzattı. "Merhaba, ben Louis."

Harry istemeden gülümserken o da elini uzattı. Yeniden tanışma işini bu kadar ciddiye almasını beklememişti. "Merhaba, ben de Harry."

"Memnun oldum Harry, nasılsın?"

"İyiyim, teşekkür ederim." derken öne doğru eğilip kollarını masaya yasladı. O sırada Louis'nin de siparişini almak için görevli bir kız gelmişti, Louis kendisine de kahve istedikten sonra Harry devam etti. "Sen nasılsın?"

Louis'nin telefonu o sırada tekrar çaldı, anında aramayı reddederken "Aslında iyi değilim." dedi Harry'e doğru. Onun sorarcasına kaşlarını çattığını gördüğünde gülerek devam etti. "Bir arkadaşım var, onu kızdırdığım için okula gitmedim ama şimdi de aramalarıyla taciz ediyor."

Harry kahkaha atmamak için kendisini tutarken "Öyle mi?" dedi. "Ona ne yaptın?"

"Sevgilisiyle arasını bozmaya çalıştım. Az önce telefonda konuştum, tüm gün arayıp beni rahatsız edeceğini söyledi. Eğer böyle bir şey yaparsa şimdilik haberi yok ama arabasını çizeceğim."

"Hayır, yapmazsın."

"Evet, yaparım"

"Louis elinden kurtulamazsın" Ona inanamayarak gözlerini açmıştı ama hâlâ gülüyordu. "Hem bu kadar ileriye götürme bence, aranız cidden bozulabilir."

"Merak etme daha önce de yapmıştım, sonra tamir ettirdim ama. Yine yaptırırım, tek istediğim o anki sinirini görmek." Aklına o görüntüler gelince kıkırdadı. "Sürekli atışırız ama sonunda barışırız, önemli değil yani."

Harry "Tamam, o zaman" derken telefon tekrar çaldı ama Louis bu sefer reddetmek yerine telefonu tamamen kapadı, onlar konuşurken çoktan gelmiş olan kahvesinden bir yudum aldı. Harry de o sırada aklına gelen diğer bir soruyu gülümseyerek sormuştu. "Madem okula gitmedin, burada ne arıyorsun? Yani, okula çok yakınız, biliyorsun, seni görebilirdi..."

"Evimin buralarda olmadığını nereden biliyorsun?"

"Evinin nerede olduğunu biliyorum çünkü."

Starting All Over Again   Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin