SZ • 20 |❝Geçmişin Sanrıları.❞|

19.3K 1.3K 3.4K
                                    

Herkese yepyeni ve uzun bir bölümden merhaba! Umarım yine beğendiğiniz bir bölüm olur ve keyifle okursunuz

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Herkese yepyeni ve uzun bir bölümden merhaba! Umarım yine beğendiğiniz bir bölüm olur ve keyifle okursunuz. Verdiğiniz destekler ve oylar için yüzbinlerce kez teşekkür ederim.

Siyah Zambak kitabında Gökhan karakteri fazla geri planda kalıyordu. Aslında hikayenin bir nevi kopma noktası o. Bende bu yüzden sadece bir defaya özel olmak üzere bu bölümü önce kendi anlatımımdan geçmişte olanları sonrada Gökhan'ın ağzından günümüzü yazdım.
Keyifli okumalar.

YENİ BÖLÜM SINIRI 700 OY.

🖤🕸️🖇️

Dokunamadığım, göremediğim bir seyyah gibi geziyorsun aklımda sevgilim. Dokunsam yanacak, görmesem öleceğim.

27 Aralık 2017

Hava karanlık etraf soğuktu. Kızın hayatında yaşadığı en gecesine şahit olan gökyüzü; güzel geçen bir yılın bıraktığı son ayın göz yaşlarını taşıyor, şehre ay bile yansıtmıyordu.

Berbat bir sancı vardı yeryüzünde. Kalabalık caddedeki insanlar; işlerinden dönerken biranda başlarına yağmaya başlayan yağmurdan kaçıyor, küçük çocuklarsa çakan şimşeklerin sesiyle feryat ediyordu.

O gece şehirde yağmurdan kaçan insanlardan, şimşekten korkan çocuklardan daha fazla feryat eden, bulunduğu dört duvara attığı acı dolu çığlıklarla parçalayan tek bir kişi vardı. Bir anne.

Canından can kopan kadın öylece soğuk betonda uzanıyordu. Hissettiği şey saf öfke, dudaklarındaki acı gülümsemenin sahibiyse; daha yeni doğurduğu, koyu kırmızı rengin hala üzerinde olduğu küçük kızıydı.

Aslına bakılırsa küçük kızının ismi çoktan belliydi. Lalin, ismi Lalin'di.

"Yalvarırım!" Diye bağırdı genç kadın, çuval gibi bir köşeye atılan bedenini kaldırmaya çalışırken. "Yalvarırım almayın kızımı benden." Daha yeni attığı çığlıklar yüzünden çıkan çatlak sesi yetersiz ve güçsüzdü. Yeni doğum yapan bir kadına göreyse; acınacak kadar berbat haldeydi.

Güçsüz bedeni daha sırtını duvara yaslayamadan yere düştü ve terden ıslanan saçları boynunun dört bir tarafını sardı. Kanlı elleri tir tir titrerken bulduğu tek çareyle "Hayır!" Diye bağırdı tekrardan. "Hayır lütfen dokunma ona." Korkudan ve acıdan tıkanan kulakları küçük kızının yakarışlarını bile duyamazken, ona yaklaşan topuklu ayakkabı seslerini işitti. Bu bir kadına ait değildi, bu onu buraya getiren ve doğumuna henüz iki hafta varken, burada doğum yapmaya zorlayan adamın hakiki rugan derisinden yapılma ayakkabısından çıkan tok seslerdi.

SİYAH ZAMBAK (+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin