𝒦𝓇𝒶𝓁𝓁ığı𝓃 𝓎ü𝓏ü

10.8K 818 650
                                    

Başımda saatlerdir dırdır konuşan kahyam ile ellerimi dolaşan saçlarıma geçirmiş ve kafa derisi koparırcasına çekerken kıvranarak yatakta doğrulmuştum.

Kahya: Prensim tören giysilerinizi giyip, masaya bekleniyorsunuz.

_ Kalktım, kalktım tamam . Neredeydi ya bu kıyafet.

Gözlerimi aralamam ile aynanın karşısındaki giysimi ve elindeki süslü kılıç kınını tutan kahyamı gördüm .

Uyandığımdan emin olan Kahya odadan çıktığında gözüme vuran güneşle olduğum yerde tepindim.

Baya baya kral olmak için ilk adımlarımı atıyordum. Akşama bir prensesim , bir kraliçem olacaktı. Artık kendimden çok güvenebileceğim , belki de sonra sonra canımdan bile çok sevebileceğim eşim ile tanışacaktım.

Dün yatağıma başımı koyduğumdan beri yeni hayatımı hayal etmiştim .

Eşimle aynı yatağa yattığımı , aynı sofrada yediğimi , dere kenarına indiğimizi , onunla ata bindiğimizi ...

Ama hepsi yarım kalmıştı çünkü düşümde olan kişi uzun saçlı , zarif , güzel bir kız değil ,

Kıvırcık saçları , mavi gözleri , minicik elleri , göğsüme gelen boyu ile Yula'nın ta kendisiydi.

Ona hissettiğim duygular neydi bilmiyorum. Onu korumak, ilgilenmek , zaman geçirmek istiyordum ama bu kardeşime , yiğenlerime hissettiğim duygular ile aynıydı , yani aynı olmalıydı.

Zaten bir hizmetli için çoktu , fazlaydı bu duygularım ama kendime yakın görmüş olmalıydım , zaten tam da kahyamın ayrılacağı döneme denk gelmişti.

Yakın olduğum , zor günümde yanımda olduğu için o gelmişti aklıma ... Tek açıklaması buydu.

Eşimle tanışınca hepsi geçecekti.

Peki ya eğer geçmezse , ya eşim yanımdayken onu düşlersem , o zaman hastalıklı olurdum .

Kimde görülmüş erkeğin erkeği düşlediği , kimde duyulmuş , hangi kral saraya başka bir kral getirmiş.

Düşündükçe kafayı yeme raddesine geldiğim için hızlıca çıktım yataktan.

Odamın içinde bulunan taş hamamda da keselenirken , bedenimi yakan suyu ayarlarken akşamki töreni düşünüyordum.

Şayet süslü üstümü giyinirken , aynanın karşısında bedenimi düzelten hizmetlileri izlerken de düşündüğüm şey buydu.

Onu gördüğümde nasıl hissetmeliydim . Sonuçta buraya gelecek tüm prensesler güzel ve soyluydu. Benim için en uygunu onların arasından biriydi.

Acaba onun da saçları kıvırcık olacak mıydı, ya da gözleri mavi. Kesin öyle birini seçecektim.

Bu sefer ne uzun kolidorda adımlarken ne de kocaman yemek odasına girerken etraf neşeliydi.

Ben böyle hissetmek istemiyordum ki , ben böyle halam etmemiştim ki . Ne bekliyorum bilmiyorum ama böyle , bu şekilde değildi beklediğim.

Benim aksime , sanki kan ağlayan koca sarayın aksine ailem , özellikle kralım çok mesut , çok neşeliydi.

_ Aslan oğlum benim, sonunda senin de mürüvvetini göreceğiz kraliçem ile. Tek dileğim senin de , benim kraliçemden yana olan şansımı yakalayabilmen.

_ Kraliçemiz gibi bir başka şahıs daha bulamam kralım. O en eşsizimizdir.

Babamın nasihatleri , annemin kutu kutu , sandık sandık hazırladığı armağanları ile geçen yemek faslından sonra yavaş yavaş konuklar büyük tören salonuna eşlik etmeye başlamışlardı.

ᴘʀᴇɴꜱᴇꜱᴇ ʙxʙHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin