Kocaman şatoda yalnızca basit bir hizmetliydi ama neden prense bir eş seçme balosunda en çok parlayan oydu?
( Düzenlendi)
∆ bxb bir kurgudur
∆ tarihi olaylar içerir
∆ Kurgularımda ikinci bir çift yoktur .
Tüm kurguyu Ludovico Einaudi - Una mattina Full Albümü ile yazacak gibiyim , kendisi ile aşk yaşıyoruz da. O parçalar ile daha bir anlam kazanıyor yazdıklarım sanki , dilerseniz onlar ile süsleyin kelimelerimi...
Haset , kıskançlık , hırs , her çeşit açlık; bunların tümü tutkudur.
Sevmek ise zorlama olmadan sadece özgür olduğunda yaşanabilen, insan gücünü somutlayan bir eylemdir; edilgen bir duygu değil. Bir şeyin "içinde" olmaktır, bir şeye "kapılmak" değil.
En genel biçimiyle sevmenin etken yapısı, sevmenin almak değil öncelikle vermek olduğu biçiminde tanımlanabilir.
Vermek nedir? Çok kolay gibi görünse de bu sorunun yanıtı gerçekte karışıklıklarla, belirsizliklerle doludur. Bu konuda en yanlış anlama , vermenin bir şeyden " vazgeçme" bir şeyden yoksun kalma, bir başkasının uğruna kurban olma gibi anlaşılmasıdır.
Kişiliği gelişmemiş, yönelimleri "hep bana" cı, sömürücü ya da istifçiliğin ötesine geçmemiş kişi sevme edinimini böyle anlar.
Yüzde yastık izi bırakmayan uykuları samimiyetsiz bulurum, yarım yenmiş ve masada kurumaya bırakılmış kurabiyeleri de öyle ... Ama hayatımın en samimi uykusundan uyandım.
Bu sene Haziran'ı erken kucakladık. Bir narın bereketine sığındık . Bu çıldırmış dünyanın kucağında doğmuş binlerceyisdik . Karanlıkta çarpıştık . Kirpikleri topladık yerden. Biz yırttık korku dolu düşlerin ertesini .
Eğer ruhların renkleri varsa bir parça beyaz damlamıştı bu gece ruh özüme.
Yıllanmış bir sanat eserine bakarmışçasına inceledim seni her en güzel kusuruna değin , yine doyamadım simana.
Uyandırmayayım diye sessizce çıktım odamızdan . İçimdeki çocuksu mutluluğun yansımasıydı sanki bütün bu saray koşuşturması.
İlk defa kendimi bu kadar tamamlanmış hissediyordum , artık kalbime mantık aramayı bırakmış , hunharca sevmiştim sevgiliyi.
Kahvaltımızı minik bakışmalarla süslediğim ve ikimizi sarayın dışına attığım biricik sevdiğim ile sulak tarlalar boyunca yürüyüşe çıktık .
Bir inek sürüsü gördük biraz ilerde ağır ağır hareket eden , beyaz hantal gövdeleri ile günlük gezintilerindeydiler . Taze çayırlar sanki onlar otlasın diye yeşermişti.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Hava öylesine aydınlık ki apaçık görmeye; yükseklerde , en uzak mavide bulutlar yol göstermekte o parlak sürüklenişe. Tarla kuşlarının oyunbaz uçuşları hak etmiş aşkımın övgüsünü.
