Bölüm 10: Av

693 96 43
                                    

Xiao Zhan daha önce hiç bakışma yarışması yapmamıştı.

Ama daima, eğer yapacak olsaydı yüzünü ifadesiz tutamayacak kadar eğleniyor olacağı için hemencecik kaybedecek olduğunu düşünmüştü.

Şu anda, eğlendiğine daire tek bir iz dahi yoktu. Hiçbir yerde.

Hal böyle olunca da kaybetmişti çünkü Wang Yibo derince gözlerinin içine bakıyordu ve Xiao Zhan sanki, bedeni hiçliğin içinde yavaşça çözünüyormuş gibi hissediyordu.

Başka hiçbir şey kımıldayamadan önce harekete geçmiş ve kendi kendine takılmıştı.

Birkaç saniyelik zaman aralığı içinde, ikinci sefer olmak üzere, Xiao Zhan yere yıkılırken Yibo'nun gözleri kocaman açıldı.

"Siktir," sırtındaki ağrıya alçak sesle sövmüştü, ve de kendini tutamayarak bugünlerde Yibo'nun etrafında ne kadar düştüğüne*şaşmıştı.

Hem gerçek manasıyla, hem mecazi olarak.

"Ge!" Yibo hemen ona yardım etmek için ayağa fırladı ama Xiao Zhan daha hızlıydı.

Neredeyse yine kendi ayağına takılacaktı ama kendini dengede tutmayı başardı, eli Yibo'yu uzakta tutmak için havalanmıştı. Kesinlikle Yibo ile karşılıklı bir mesafede olamazdı yoksa patlayabilirdi.

"Bir şey yok," dedi. "İyiyim."

Fark etmeden geriye doğru adımlamaya devam etmişti, ve bir şeye çarpmak üzere olduğunu anca Yibo'nun yüzündeki büyük korkuyu gördüğünde anladı.

"Zhan-ge!" Yibo seslenmişti ama çok geçti. Beli bir şeye sertçe çarpmış ve acı nefesini kesmişti. Çarptığı şeyin sallandığını hissederek arkasını döndü, ama bir kez daha geç kalmıştı. Antrenin orkidelerden oluşan uzun vazosu devrilmiş ve Xiao Zhan yakalayamadan önce düşüp yere çarpmıştı.

Sonrasında, her şey sessizliğe gömüldü.

Xiao Zhan uzun bir an kristal kırıklıklarına gözlerini dikip baktı.

Sonra, tek kelime etmeden soluna dönmüş ve odasına koşmuştu. Vardığı anda kapıyı kilitledi ve doğruca yatağına gitti. Sonra yüzü koyun yatmış ve hangi intihar biçiminin onun için en çabuk ve en acısız olacağını düşünmeye koyulmuştu.

Az önce Yibo'nun karşısında ortaya koyduğu fiyasko performansı için yastığına çığlık atmak istiyordu ama onun yerine ölü gibi yatmayı seçti. Çünkü şu an olması gerektiğini hissettiği şey buydu. Ölü.

Yibo'yu öpmüştü.

Yok, o bir öpücük değildi. Neredeyse çocuğu sömürmüştü. Lanet siki beynini kafatasından söküp çıkarmış ve kontrolü ele geçirmişti ve şimdi de kendi evinde aynı bir kaçak gibi saklanıyordu.

Yibo'nun şu an buz kesip sersemlediğine hiç şüphe yoktu ama Xiao Zhan da aynı Yibo'nun ona duygularını itiraf ettiği birkaç hafta önceki halinde gibiydi. Lakin Yibo basit bir şekilde kelimeleri kullanmıştı, nazik ve de dikkatliydi. Öbür taraftan o, neredeyse çocuğun dilini çıkartmıştı.

Yibo'nun dili...

Hatırladığı şey üzerine Xiao Zhan'ın başı döndü.

Yibo'nun tadına bakmıştı.

Ağzı çocuğunkiyle birleşmiş ve sonunda zevkle tüketilmenin nasıl bir şey olduğunu tecrübe etmişti. İnanamıyordu. Yaramaz üyesi şu an zonkluyordu, heyecanla canlanmıştı ve Xiao Zhan şu an onu vücudundan kesip atmayı diliyordu çünkü belliydi ki şu anki işi onu deliye çevirmekti.

The Winter Wind | YizhanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin