SZ • 24 |❝Şeytanın Uyanışı.❞|

23.2K 1.2K 1.7K
                                    

Herkese yepyeni ve uzun bir bölümden merhaba! Umarım yine beğendiğiniz bir bölüm olur ve keyifle okursunuz

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Herkese yepyeni ve uzun bir bölümden merhaba! Umarım yine beğendiğiniz bir bölüm olur ve keyifle okursunuz. Verdiğiniz destekler ve oylar için yüzbinlerce kez teşekkür ederim.

YENİ BÖLÜM SINIRI 850 OY.

🖤🕸️🖇️

Kaybedersin, kırılırsın, pes edersin, acı çekersin, incinirsin, sonra kendini yalnız hissedersin. Çünkü hep kafandaki dünyayı gözlerinde gördüğün dünyayla eşitlemeye çalışırsın. Benim o gece gördüğüm tek dünya vahşet ve acımasızlıktı. Gökhan'ı tesadüfen o sokakta görmem ve o adamı öldürüşüne anbean ortak olmam o anki ben için tamamen bir yıkılış ve korku sebebiyken şimdi ise tamamen pişmanlıktı. O anki korkum asla tarif edilemezdi, parmaklarımın ucunda atmaya son bulan nabızsa hala aklımdaydı. Belki de o gece için kendime göre iyi bir şey yapmış ve olanları anneme anlatarak karakola gitmesine müsaade etmiştim ama şimdi ki aklım olsa elbette yapmazdım bunu.

Karan'a bu gerçeği nasıl açıklayacağımı bilemez bir halde karşısında otururken onunsa gözleri doğrudan bendeydi. Geldiğimiz dakikadan itibaren karakolda akşamlamış sonunda Karan benim yorulduğum kanaatine vararak gece saat dokuz civarı benimle birlikte eve gelmişti. Duman ve Gökhan hala karakoldaydı, ayrıca oradaki kalabalığa Karan'ın babası Pars ve Gökhan'ın babası Pamir'de dahildi. O kadar kalabalık bir avukat ordusu ve Karan neredeyse hiçbir şey yapamamış ve bütün gün şikayet eden kişinin kim olduğuna ulaşmaya çalışmışlardı. Bir ara her ne kadar benim demek istesem de Karan'ın tepkisinden korkmuş ve kendimi geri çekerek şuana saklamıştım. "Bebeğim sen hep susacak mısın böyle?"

Karan'ın verdiği derin nefesin sıcaklığı sırtımı yakarken bedenimi sımsıkı tutan kollarının verdiği güvenle kendimi gevşetmeye ve gelecek olan tepkiye hazırladım. Konuya nasıl gireceğimi hala bilemez bir haldeyken derin bir nefes aldım ve sırtımı arkamdaki bedene tamamen yaslayarak başımı ona çevirdim. "Beni ilk gördüğün gece Gökhan beni kovalıyordu, hatırlıyor musun?" Dudaklarını ıslattı, yutkunuşu adem elmasını kavislendirirken öylesine başını salladı. "Karan ben o gece Gökhan'ın; Doğan dediğiniz adamı öldürüşünü gördüm." Sol çehremde gezinen gözlerinden anlamsız bir bulut geçerken merakla kaşları çatıldı. "O gece eve gittiğimde annem uyuyordu, korkmuş sayılmazdım ama paniklemiştim. O gece bende uyudum ama sabahında anneme gördüklerimi anlattım."

Aralık duran dudakları birbirine kapanırken elinin içini buz gibi soğuk sırtıma yaslayarak bir süre sustu. "Bir şey demeyecek misin?" Koltuğun gri yüzeyine diktiği irisleri bedenimden yukarı çıkarken hafifçe tebessüm ederek başını geriye yasladı. "Burada benim söz hakkım olan bir konu yok ki bebeğim. Sonuçta insanlar her gün sokakta öldürülen insanlar görmüyor, şikayet etmen normal bir şey değil mi?" Bana saf bir sevgiyle bakan harelerinin içi gülerken ona, anlayışına ve en çokta sevgisine gülümseyerek dudaklarımı birbirine bastırdım. "Kızmadın mı yani?" Bana gözlerini devirip diğer elindeki kumandayı çevirdi. "Eğer Gökhan'ın yerine nezarethaneye beni alsalardı belki biraz kızabilirdim ama şuan tık yok." Yanaklarının içini dişleyip önünde açtığı filme dönerken duraksadı ve başı bana tekrardan dönerken hafifçe yerinde dikleşti. "Harbiden ben niye içerde değilim lan? Kız yoksa bana ilk günden aşık oldun da ismimi mi vermedin?"

SİYAH ZAMBAK (+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin