LÂCİVERT | KIRK İKİNCİ BÖLÜM ♤ EFSUN

120K 7.1K 5.7K
                                    

Merhaba lâcivert çiçeklerim.

Yoklama alıyoruz, AkBer'cilerimiz burada mı?

Nasılsınız bakalım? Ben epey yoğunum. Gripti, nezleydi derken bölümü ancak tamamlayabildim. İnşallah diğer bölüm de bu kadar ara vermeyeceğim.

Satır aralarındaki yorumlarınızı çok seviyorum. Oy vermeyi unutmayın. Önce yıldıza basın, sonra keyifle okuyun...

Okuduğunuz saati paylaşır mısınız?

Okuduğunuz saati paylaşır mısınız?

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

KIRK İKİNCİ BÖLÜM

EFSUN

"Hayta torunum çiçek gelinimin odasında uyumuş!"

Anneannenin yüksek sesiyle uykumdan korkarak uyanmıştım.

Gözlerimi hızla araladığımda tepemizde dikilen, elleri belinde bir Sultan nine beklemiyordum!

"Kalk çabuk Akif! Bir de cıbıl cıbıl ahtapot gibi sarılmış kızcağızıma, dedesi kılıklı!"

Akif Karan belimize kadar sıyrılmış olan pikeyi kenara iteleyerek yataktan çıktığında utançtan boğulmamak için direniyordum. Üzerimdeki gecelikler fazlasıyla açıktı ve Akif'in de üst bedeni çıplaktı. Çok yanlış anlaşılacak bir şekilde basılmıştık.

"Anneannem gel odana geçelim," Akif Karan kısık tuttuğu sesiyle anneannesinin yanına ilerledi.

"Niye gelinimi rahatsız ediyorsun bakayım sen?"

"İki güne evleniyoruz, anneannem. Gelinini rahatsız etmeyeceğimi en iyi sen bilirsin,"

Zuhal annem telaşla balkon kapısından içeriye girip "Kusura bakmayın çocuklar," dedi mütessir olmuş bir sesle. "Annem, ne işin var burada senin?"

"Sıpan çiçek gelinimin yanında uyumuş," dedi anneanne çocuk gibi çıkan sesiyle.

"Sultan, ne işin var çocukların odasında? Rahatsız etme torunlarımı, gel buraya!"

İbrahim dedenin kızgın sesini işittiğimde boynuma doğru yayılan kızarıklıkla iyice utanç denizinde boğuldum. Neyseki buraya gelmemiş, dışarıdan sesleniyordu. Buna da şükür diyebileceğim bir andı.

Sultan ninenin koluna giren Zuhal annem bize bakmadan "Uykunuz bölünmesin annem, iyi uykular," deyip annesiyle birlikte balkon kapısından çıkıp giderken arkalarından şaşkınca bakıyordum.

Açık duran balkon kapısını gördüğümde kaşlarım çatıldı. Muhtemelen oradan girmişti odaya. Çünkü odanın kapısını kilitlemiştim. Açması imkânsızdı zira anahtarı yuvasından çıkarmamıştım.

Akif Karan balkon kapısını kapayıp kilitledi. Klimanın derecesini biraz daha düşürdü. Yeniden yanıma uzanarak dizlerime kadar açmış olduğu pikeyi biraz önce yaşanılanlar olmamış gibi yukarı doğru çekti. Gamsızlığına diyecek söz bulamadım doğrusu. Onun yerine de ben utanmıştım her zaman olduğu gibi.

KOYU LÂCİVERT SEVDAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin