chapter 28

140 28 11
                                    



   "Peki saçımı ne zaman boyayacağız?" Doyoung, Jaehyun'un bulaşık makinesini doldurmasını izlerken sormuştu. Mutfak lavabosunun önündeki pencere eski usul bulaşık yıkamayı imkansızlaştırıyordu, pencerenin önünde durmak kurallara aykırıydı... Bu da Doyoung'un alışması gereken başka bir şeydi.

Jaehyun Doyoung'un en azından kurallara uymasını umuyordu ama ne yazık ki, Doyoung kurallara ancak ona uygun olduğunda uyacak biriydi.

Jaehyun, aniden öğleden sonraki hallerini hatırlayınca içini çekti. Çoktan bir kural bozulmuştu bile. Çocuğa bağ, ilişki yok demişti ama aralarında oluşan, onları birbirine çeken ince ve sağlam ipleri şimdiden kendisi bile hissedebiliyordu.  Yangyang ve Hendery dışında hiçbir bağ onun için temel bir öneme sahip değildi fakat  çocuk iki gün önce hayatına girmiş olsa da tüm kuralları esnetmeye ve yeniden yazmaya başlamıştı.  Jaehyun onu durdurmalıydı ama Doyoung yoluna çıkan her şeyi düzleştiren bir tür doğal afet gibiydi.

Yine de Jaehyun gerçekten isteseydi yapabilirdi. Ona direnebilirdi. Onu öpmemeyi seçebilirdi.  Ama istemiyordu işte, her an her şey olabilirdi ve Jaehyun kendini Doyoung'un dokunuşundan mahrum etmek istemiyordu.  Gerçek şu ki Jaehyun asıl istediği aslında buydu.  Doyoung'u öpmek istemişti, onu öpmekten zevk almıştı ve bunu tekrar yapmak istiyordu. Çocuk muhtemelen ondan daha deneyimliydi, Jaehyun'un tüm hayatı boyunca sadece 22 yaşındayken bir kişiyi öptüğünü bilmesine gerek yoktu. Birini öpmeyeli o kadar uzun zaman olmuştu ki... Ara sıra Yangyang ile kardeşçe kucaklaşıyordu ama o, bu gün Doyoung'a sarılırken hissettiği türden bir rahatlık vermiyordu.

"Dinliyor musun Jaehyun? Saçımı ne zaman boyayacağız?!"

"Ne?" Doyoung'un ona sormasını bekleyeceği son şeydi bu.  Doyoung, sorularıyla ve ani konu değişikliğiyle sürekli Jaehyun'un şaşırmasına neden oluyordu.

"Pekala, saçlarımın kızıl uçlarını senin yüzündeki pembeliklere benzediği için seviyorum ama eğer suikastçi olmakta gerçekten kararlıysam, sanırım saçlarımı akıtmam ve siyaha dönmem gerekecek artık."

"Yang yang bugün birkaç kutu saç boyası bıraktı, bu sayede aralarından seçim yapabileceğiniz bir ürün yelpazesi var.  Yine de fazla bir şey bekleme çünkü sadece koyu kahverengi ve siyahın farklı tonları var."

"Ne kadar heyecan verici!" Doyoung tekrar ciddileşmeden önce hafifçe kıkırdamıştı, "Ama cidden sanırım şunu bir an önce halletsem iyi olur."

"Fakat..-"

"Fakat ne?"

"Ben kızılı severim.."dedi Jaehyun sessizce ve düşünmeden parmaklarının Doyoung'un yumuşak uçları kızıl saçlarını taramasına izin verdi. O kadar ipeksi ve yumuşaklardı ki... Her zaman Doyoung ile özdeşleştirdiği kızıl saçların yakında değişeceği gerçeği Jaehyun'u endişelendiriyordu. Saçları, çocuğun kendisi gibi canlı ve gürültülüydü. Jaehyun, Doyoung ile tanışana kadar hayatında böyle birine ihtiyacı olduğunu dahi bilmiyordu.  Doğrusu... kimi kandırmaya çalışıyordu muhtemelen o dairede o kadar uzun süre kalmış olmasının nedeni haftada birkaç kez Doyoung'un yanından geçmeyi ve onunla kısa sohbetler etmeyi sevmesiydi. Bunu kendisine hiç itiraf etmemiş olsa bile içten içe biliyordu.

"Öyle mi?"  Doyoung ona yaklaştı, elleri Jaehyun'un ellerine uzandı.

"Öyle."

"Bunun ne anlama geldiğini biliyor musun? Bu gece hala kızıl saçlarım varken sevişmemiz gerekiyor."

"NE??!? Lanet olsun, bana aniden böyle şeyler söyleyemezsin sen???!"

"Neden olmasın? İkimiz de istiyoruz ve yarın kırmızı gidiyor. Biliyorsun sen de, sevişmeden ölmemiz an meselesi, bu gece, yarın ya da ne zaman öleceğimizi bilmiyoruz.  Bilmemeyi de tercih ederim."

"Bu hayatımda duyduğum en kötü replik." diye isyan etti Jaehyun ardından çocuğun cüretkarlığına istemeden de olsa gülmek zorunda kaldı.

"Bir düşün yani bence, yarın artık daha fazla kırmızı saçımı göremeyeceksin..." dedi Doyoung uzanıp onu öpmeden hemen önce.  Jaehyun ise Doyoung uzandığında onun ağzının tadında boğulmakla o kadar meşguldü ki başka bir şey düşünememişti bile. Sabırsızca öpüşürlerken mutfaktan dışarı çıkıp, adımlarının onu ve Doyoung'u oturma odasına götürmesine izin vermişti.

while we are in love + dojaeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin