9. ÇINAR

94.2K 4.1K 637
                                    

Düzenlendi. Keyifli okumalar.

Tıpış tıpış geri aşağı indiğimde sadece babamın olduğunu gördüm. Diğerleri muhtemelen üstlerini falan değiştirmeye gitmişti. "Abim gelmiş sanırım, ben hemen dönerim." Babamın onaylamasını beklemeden
üstümde unlu önlüğümle dışarı çıktım. Bahçede abimi gördüm, yanında çınar abi vardı.
Ona doğru koştum ve üstüne atladım.
Beni zar zor tuttu.

"Asya salak mısın abicim?"  Dedi kibarca. "Aşk olsun abi." Deyip küsmüş gibi başımı çevirdim,
Beni yere indirdi. İki eliyle yüzümü avucuna alıp kendisine çevirdi.
"Şakaydı, baksana bana."  Dedi sanki bir bebekle konuşurmuşçasına. Gülmemek için kendimi sıktım.
"Ay belki affedebilirim seni."  Deyip burun kıvırdım  "neyse ki hazırlıklı gelmişim."  Deyip yüzümü bıraktı ve yerde duran hediye kutusu gibi bir şeyi bana verdi.  "al bakalım."
"Bu ne abi?" Diye sordum.

"Aç bakalım neymiş." Kapağı yavaşça kaldırmaya başladım, maksat abimi sinir etmekti.  "abicim gerilim ya da heyecan yaratmaya falan mı çalışıyorsun?" Sırıtarak başımı salladım ve aniden kapağı kaldırdım.

Gözlerim kocaman açıldı. Abim dörtlü  Kinder süt dilimlerinden beş altı paket koymuştu artı olarak, en sevdiğim tişörtünü koymuştu.
Kafamı kaldırdım.  "Yiaaa şapşal şey gerçekten bana bunları mı veriyorsun?" Keyifliydim zaten ama üstüne bir kez daha keyiflenmiştim.

"Evet, dur ne şapşal mı?"  Kıkrdayıp sarıldım abime, o da bana sarıldı.
Birkaç saniye sonra ayrıldım ve ona baktım. Ne çok özlemişim keratayı,
Birden kaşları çatıldı.

"Noldu abi?" Diye sordum. "Senin gözlerin neden şişmiş?" Bu adamın bu kadar dikkatli olması sinirimi çok bozuyordu. "Şey... Ben bugün çok fazla uyudum. Ondan olmuştur." Dedim. Çenemden tutup kafamı kaldırdı ve gözlerime iyice baktı. "Ağlamışsın. En son saatlerce ağladığında gözlerin aynı bu şekil olmuştu. Neden ağladın sen? Sana bir şey mi yaptılar?" Başımı hızlıca iki yana salladım. Abim bu öfkeli haliyle her an olay çıkaracakmış gibi görünüyordu.

"Noluyor burada?" Soğuk, sert ve hafif bir bağırış duyduğumda hızlıca arkama döndüm. Polat kaşları çatık abime bakıyordu. Arkasında Aral ve Meriç vardı. Hepsi üstünü değiştirmişti.

Abim aniden Polat'ın karşısına dikildi.  "Tek bir kez soracağım, Asya'nın bu hali ne? Ne yaptınız kardeşime?" Dedi son kelimenin üstüne basa basa. Polat ellerini pantolonun cebine koyup abime doğru bir adım attı ve alayla ona baktı. "Bu seni ne kadar ilgilendirir, çakma abi?"  Dedi Polat alayla.

O değilde bunlar öpüşecek gibi duruyor aq. Çok komikti yalnız. Gülmemek için kendimi sıkmaya başladım.

"Bu beni inanamazsın ama çok ilgilendirir. Siz öz abisisinizde ne oldu? Onun yıllardır yanından olan benim. Kanımız aynı değil ama o benim kız kardeşim. Ve bu hep öyle kalacak. Şimdi onu neden ağlattığınızı  söyle." Yalnız Taner abimin dediklerinden sonra ben bile şok olmuştum. Polat'ın yüzünden alaylı ifade silindi. Boynundaki damarların öfkeden belirdiğini gördüm. Burada işler karışıyordu kesinlikle.

"Sana," dedi Polat korkunç bir sakinlikle. "Aile içinde olan durumlara karışılmayacağını öğretmediler mi?" Bu sefer yutkunan ben oldum. Taner abimde daha fazla sabır kalmadığını görünce hızlıca koşup aralarına girdim.

Böylelikle artık öpüşemezlerdi. Bir nevi belki de kurulacak bir yuvayı yıkmıştım...

"Lütfen sakin olur musunuz?" Dedim ve abimin kolundan tutarak Polat'tan uzaklaştırdım. "Abi kimse bir şey yapmadı bana. Yemin ederim boşluğuma geldi ağladım. Ağlamanın iyi bir şey olduğunu sen söylemiştin hem. On yedi yıl sonra hayatı altüst olan sen ya da diğerleri değil. Bunun üzerine ağlamam gayet doğal." Dedim ciddi bir sesle.

BİYOLOJİK AİLEM ✔️ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin