11. Polat BEY

92.9K 4K 563
                                    


Düzenlendi. Keyifli okumalar.

Harika, tek kalmıştım. Sıkıntıyla ofladım. Yerimden kalktım, bende Asya'ysam kendi isteğimle bugün o eve girmeyecektim. Yani, inşallah.

Kalkıp koltuklara yöneldim. Uzun koltuğa uzandım. Gökyüzü tam karşımdaydı. Yıldızlar da az da olsa görünüyordu. Aklıma 11 yaşında yaşadığım olay geldi. Gözlerim istemsizce doldu.

6 yıl önce

babam beni parka götürecek diye çok mutluydum. Abim 1 haftalığına yurt dışına gitmişti.

"Baba gideceğiz değil mi?" Diye sordum. Babamla ilk defa parka gidecektim. Bana bakarak sırıttı.
"Hayır cezalısın."  Dedi, yüzüm düştü.  Üzgünce "ama neden, hani götürecektin? Hem ben bir şey yapmadım ki."

Dediğimde yanıma geldi ve kolumdan sertçe tutup çekiştirmeye başladı.
"Her şey senin yüzünden, sen olmasaydın çok güzel bir hayatımız olacaktı!" Diye bağırdı. Ben istememiştim ki bu hayata doğmayı.

Ben sessiz kalırken babam beni bodrum katına götürmeye başladı. "Baba hayır lütfen! Orası olmaz." Diyordum ağlamaklı bir sesle. Çünkü orası çok karanlık ve böceklerle dolu ürkütücü bir yerdi.

Beni gelişi güzel fırlattı. Canım çok yanmıştı. Daha çok ağlamaya başladım. Çıktı ve kapıyı kilitledi.
Duvara yaslandım ve bacaklarımı kendime çektim. Yüzümü dizlerime gömüp alışmaya çalıştım.

1 hafta boyunca bana şiddet uygulayıp, cezalısın deyip beni bodrum'a kilitlemişti. 
Daha sonra abim gelmişti ve
babamla büyük bir kavga etmişti. Daha da beni o adamla tek bırakmadı. Tabii önemli işleri dışında.
Her şeyimle o ilgileniyordu. Abim iyi ki vardı.

Şimdi

Gözlerimi yelleyip koltukta oturur pozisyona geldim. Hafif üşümüştüm.

İnsafsız, gaddar, kan emici, pislik Polat.

Göz yaşlarımı silip telefonumu çıkardım. Bildirim olmadığını görünce  ayağa kalktım ve  eve baktım. Işıklar kapalıydı.
Umursamadan telefonumu cebime koydum ve kollarımı göğsümde birleştirip yürümeye başladım.

Yarım saattir boş boş dolanıyordum.
Bu da benim bayağı bir  canımı sıkmıştı. Ayağımın bir şeye çarpmasıyla durdum. Küçük bir taştı, aklıma gelen şeytani fikirle sırıttım. Daha sonra eğilip taşı aldım.

Kafamı kaldırıp evin camlarına baktım, acaba hangisi Polat'ın odasıydı?

Biraz evin etrafını dolaştım.
Polat'ın odasını bulduğumda biraz geri gittim. Elimdeki taşı kaldırdım.

"Ve 1 ve 2 ve 3!"  Diyerek taşı cama fırlattım. Cam kırılmasada çatlamıştı. Ve bağırış sesi geldi. Keyifle sırıtıp geri koltuğa koştum. Uyuyor numarası yapmaya başladım.

Çok geçmeden kapı açılma sesi duydum ve Polat'ın sert sesi de buna eşlik etti. "Sikeyim, kim odamın camına taş attı lan?!"  Diye bağırdı. Anladığım kadarıyla birkaç koruma abi yanına gitti.

Romeo'n ya da Mecnun'un seni almaya gelmiştir belki Polatcığım.

"Polat bey bir fikrimiz yok ama hemen bulacağız."  Dedi birisi. Bir süre ses gelmedi. Nedense birinin gözünü üstümde hissediyordum.
Daha sonra adım sesleri uzaklaştı ve birinin bana doğru geldiğini adım seslerinden anladım.
Yerimde rahatsızca kıpırdandım,
Ve o kişinin çoktan yanıma gediğini fark ettim.

"Kalk, uyumadığını biliyorum." Dedi Polat buz gibi sesiyle. Fazla uzatmadan oturur pozisyona geldim.
"Ay ne var be? Adamı bir uyutmadın." Dedim mükemmel bir oyunculukla.
Ellerini cebine koydu. "Cama taş atan sen miydin?" Çoktan benim attığımı anlamıştı, sadece sormak için soruyordu belli ki.

BİYOLOJİK AİLEM ✔️ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin