60🔰 "Aşk sadece bir ihtimal"

4K 501 637
                                    

Oy ve yorumlarınızı eksik etmeyiniz

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Oy ve yorumlarınızı eksik etmeyiniz.
İnstagram hakugu



Hacer Gazel - 1 Hafta sonra

Menemen için yedinci yumurtayı kırarken bunun yetmeyeceğini düşünüp dolaba doğru yürüdüm ve yarım koli yumurta daha çıkardım ve üç tane daha çıkarıp kırmaya başladım. Emniyetten ayrılışımızın üstünden bir hafta geçmişti ki biz kimselere haber vermeden Konya'nın kenar mahallelerinden birinden, neredeyse hiç sıradan insanın yaşamadığı 3+1 bir daire kiralamıştık. Bunun nedeni Emre ve Onur'un kendi dairelerinin kirasını ödeyecek paralarının olmaması ve tabii beni de yalnız bırakmamak istemeleriydi. Neredeyse hiç yalnız bırakmıyorlardı beni. Özellikle babama ait olmayan cesedin bulunmasından sonra iyice şüphelenmişler ve tamamen çepe çevre sarmışlardı beni. Ben de çatı katı dairemden çıkıp buraya onların yanına gelmiştim. Bir odada Onur ve Emre, bir odada Haris, diğer odada ben ve Turhan kalıyorduk. Haris sürekli gelip gittiği için kendi için küçük bir oda ayarlamıştı. Sevgili olduktan sonra geceleri burada kalmaya çalışıyordu ama bazen çağırıyorlardı onu. Nereden ve kim tarafından henüz bilmiyordum. Aslında ona dair çokça bilmediğim şey vardı ama her gün bana kendini daha çok açıyordu. Mesela sabahları çay içmek istediğini ve gece uyumadan atıştırmalık sevdiğini öğrenmiştim. Şeftaliyi dilimlenmiş seviyor bütün yerken tüyleri batıyormuş. Her geçen gün bana böyle şeyler söylüyor ve kendisine alışmamı istiyordu. Yeni bir yumurta kırarken onu düşündüğüm için gülümsedim. Haris'i ne zaman düşünsem gülümsüyordum. Sonunda birbirimize açılmamız benim için harika bir şeydi ama işler o kadar karışıktı ki henüz baş başa konuşma fırsatımız bile olmamıştı.

Menemeni karıştırırken kaynayan çayı demledim ve masaya doğru götürdüm. Saat sekize geliyordu ve bir an önce kahvaltıyı hazırlayıp bizimkileri uyandırmam gerekiyordu. Bugün birlikte Hamza amcanın köyüne gidecektik. Bir hafta geçmişti ama emniyettekilerden haber alamamıştık. Ne Yağız ne de Cihanşah bizimle iletişime geçmemişti. Zaten Meriç'e çok kırgındım. Ondan bir haber gelmesini beklemiyordum ama yine de insan ne bileyim yani...

"Ah!"

Elimi kesince istemsizce inledim. Salatalık doğrarken hep böyle oluyordu. Emre'nin annesi göndermişti ve inanılmaz sertti. Yaklaşık üç gündür elimi kesiyordum doğrarken.

"Hay Allah."

Buz dolabının üstünden yeni bir yara bandı çıkarıp üçüncü parmağıma sardım. Sıra ile üç parmağımda da yara bandı olmuştu.

"Neyse, bu da son olsun. Yarın kahvaltıda salatalıkları doğramadan koyarım artık."

Pişen menemen ve salatalıkları da masaya koyduğumda hazırdı. Peynir, domates, petek bal, çay, zeytin, menemen ve biraz cevizle donanmıştı masa. Ellerimi yıkayıp odama doğru yürüdüm. Sessizce kapıyı açıp baktım, Turhan hala uyuyordu. Uyku düzensizliği olduğu için uyandırmamaya karar verdim ve yine sessizce kapattım kapıyı. Neredeyse öğleye kadar uyuyor, gece boyunca da uyanık kalıyordu. Tuttuğumuz özel doktor inanılmaz bir gelişme gösterdiğini ilaçların uyku düzensizliği yaptığını ancak bu şekilde devam etmesi gerektiğini söylemişti. Sessizce yürüyüp Onur ve Emre'nin odasına geldim. Kapıyı iki kere tıklatıp "Onur, Emre," diye seslendim. Ses gelmemişti. Kapıyı çok az açıp içeri baktım. Genelde uyuyor oluyorlardı ama ben yine de tedbirli giriyordum. Tahmin ettiğim gibi uyuyorlardı. Onur nispeten düzgün uyuyordu ama Emre her gece yorganla savaşa girmiş gibi karman çorman yatıyordu.

PROFESYONEL  [F•]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin