~8~ Part 2

923 68 5
                                    

Notunda bile kaba olmak zorunda mıydı ? Yani gerçekten ? Revire gel ufaklıkmışmış konuşacakmışız. Bak sen ? Kullandığı emir kipi nedeniyle kesinlikle revire gitmeyecektim ve uykuma kaldığım yerden devam edecektim. 'Kimi kandırıyorsun ? Tıpış tıpış gideceksin.' Cidden kimi kandırıyordum? Evet gidecektim ama sadece sorularımın cevabı için. Yani ondan hoşlandığım için falan değildi çünkü hoşlanmıyordum. 'Hoşlanıyorsun.' Sevgili iç sesim lütfen aynı tarafta olabilir miyiz diye söylendiğim sırada Rüzgarın odasında olmamasının nedenini anlamıştım.

Kilitli odasından nasıl çıktığını ve yastığında ki kan lekesinin hala bir açıklaması yoktu. İrademi kullanamayarak kapattığım kapıyı geri açtım. Kapıyı yavaşça ardımdan kapatırken gözüm karanlık koridordaydı. Sahiden orada biri var ve benim her hareketimi izliyormuş gibi bir his vardı içimde. Hadi ama benim karanlık fobim yoktu nereden çıktı şimdi bu ?

Karanlık beni içine doğru çekerken kendimi karşıma birisinin çıkmayacağına dair ikna etmeye çalışıyordum. Sonunu göremediğim koridorda yavaş ve temkinli adımlarla ilerlerken Rüzgarın odasındayken duyduğum gürültüyü tekrar duyunca durdum. Gürültünün geldiği yere yakındım. Hızlanan nefesimi kontrol altına alarak korkumu dizginledim. Bu sefer daha hızlı ama hala temkinli olan adımlarımla yürümeye devam ettim.

Fazla uzak olmayan bir mesafede ufak bir ışık hüzmesi gördüm. Kapının altından geldiğini düşündüğüm ışığa doğu daha hızlı adımlarla yaklaştım. Kapının önüne geldiğimde buranın revir olduğunu fark ettim. Aldığım derin nefesi geri vererek kapı kulpunu tuttum. Rüzgarla ne konuşacağımızı merak ederek kapı kulpunu indirdim. Kapının gıcırdamasını beklesem de bir ses çıkmadı. Bir elimle kapıyı yavaş yavaş açarken ışık yüzünden kamaşan gözlerimi diğer elimle kapattım. Kapıyı ardına kadar açarken yumduğum gözlerimi de ışığa alışması umuduyla açtım. Karşımda sandalyeye bağlanmış sırtı bana dönük bir Rüzgar vardı. Koşar adımlarla önüne gelip diz çöktüm. Baygındı ve başı kanıyordu. Yastığında ki kanın neden olduğunu artık biliyordum. Peki nasıl olmuştu ? Onu buraya kim bağlamıştı.

Ellerimle suratını avuç içime alarak 'Rüzgar! Kendine gel Rüzgar!' dedim. Karşılık olarak bir iki mırıltı duydum. Neler olduğunu anlamaya çalışırken Rüzgarın arkasına geçip elini bağlayan karışık ipi açmaya çalıştım. Arkamdan gelen kapının kapanış sesi yüzünden irkildim. Ne kadar sessizce kapatılmış olsa da korku vücuduma sinsice yayılıyordu. Rüzgarın üzerinde duran bakışlarımı kapıya yönlendirdim. Ve kapıda bir başka kilitli olması gereken kişi duruyordu. Kayra. Rüzgar burada bağlıydı. Anlı kanıyordu. Kayra kapıyı kilitliyordu. Kapımın üzerinde ki not. Neler olduğunu beynim hızlıca analiz ediyordu fakat algılayamıyordum. Rüzgarın dedikleri geldi aklıma.

'Ufaklık o sana zarar vermek istiyor.'

Kayra yüzüne yerleştirdiği iğrenç sırıtış eşliğinde yavaş yavaş bana yaklaştı. Kayra tam dört adım attıktan sonra önümde durmuştu. Sesimin güçlü çıkmasını umarak 'Kayra neler oluyor ?' diye sordum. Sesim bana ihanet ederek kısık ve güçsüz çıkmıştı. Kayra elini yavaşça kaldırarak tersi ile yanağımı okşadı. Neler olduğunu anlamaya çalışırken Kayra diğer elini de harekete geçirdi. Gözlerim eline doğru kayarken her şey için çok geçti. Elinde bir şırınga vardı ve çoktan boynumda ki yerini almıştı. Bağırmak istedim ama bağıramadım. Dilim tutulmuştu. Gözlerim kararıyordu. Göz kapaklarım ağırlaşıyordu. Ellerimin ve ayaklarımın ilk önce uyuştuğunu hissettim çok kısa bir süre sonra hiçbir uzvumu hissedemedim. Kayra'nın "Oyun şimdi başlıyor 'ufaklık'" sözleri eşliğinde kendimi karanlığa teslim ettim.

Gözlerim yavaş yavaş açılırken ışık gözümü kamaştırdı. Gözlerimi kırpıştırdığım sırada ellerimin ve ayaklarımın uyuşuk olmasından rahatsızlık duydum. Hareket etmek istedim ama bir şey buna engel oldu. İp mi? Tamamen kendime geldiğimde Rüzgarın karşımda bana gergin bir şekilde baktığını gördüm. "Sonunda uyandın ufaklık." diyerek beni rahatlatmak istediğini anlamıştım. Başım feci bir şekilde ağrırken sordum "Neler oluyor ?" Sesim beklediğimden daha soğuk ve ifadesiz çıktığı için kendime hayali bir beşlik çaktım. "Kurtulacağız, korkma." dedi. Ne demek istediğini anlamayarak sordum. "Nasıl?" Rüzgar tam konuşacakken revirin kapısı açıldı ve bir adet Kayra içeri girdi. "Uyanmışsın" ve ardından vurgu yaparak "ufaklık" dedi. Aklıma hücum eden sorulardan birini dile getirdim. "Notu sen yazdın öyle değil mi ?"

Zamansız AşkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin