En uventet snøstorm

1.7K 180 805
                                    

|En uventet snøstorm : Beklenmeyen bir kar fırtınası|

-

"Ben neden bu kadar şanssızım?"

Soğuktan dolayı burnu kıpkırmızı olan beden, atkısını boynuna birkaç kez geçirip önünde düğüm attı ve iç geçirerek eldivenlerini takmasına rağmen sızlayan ellerini montunun cebine koydu. Gözleri havanın eksi derecelerde olduğu için mi, yoksa ağlamak üzere olduğu için mi kızardığını orada duran arkadaşları anlayamamıştı. Hüsranla dizlerine kadar gelen karları botlarıyla tekmeleyerek paramparça edip havada sağa sola saçılmasına sebep olurken kırmızı bir orkide kadar naif duran allanmış burnunu çekti ve yüzünü atkısına gizledi.

Sean Xiao üzgündü.

Çünkü çok beklediği kış konseri, Norveç'in beklenmeyen bir kar fırtınası yüzünden yarıda kesilmişti ve üstüne fırtına o kadar şiddetliydi ki göz gözü görmemiş; Her taraf korkunç bir beyazlığa bürünmüştü. Noel öncesi gelen bu fırtına tüm şehri tamamen beyaza boyayıp, havayı buz gibi yapmıştı.

Noel öncesi alışveriş yapmak amacıyla Yibo'nun annesi ve babası Stavanger'in merkezine indikleri için şehirde mahsur kalmışlardı. Bu yüzden Haikuan arabasıyla konserden alelacele Yibo'yu alıp şehir merkezine inmişti.

Böylelikle Zhan'ın konser boyunca yapacağı mükemmel itirafı şehri kasıp kavuran bu kar fırtınasında yok olup gitmişti.

Çünkü konserde çıkacak en son şarkıcı Aurora'ydı. Güzel şarkıcı kapanıştan önce 'Stjernestøv' adlı parçasını söyleyecekti. Alandaki çoğu kişi Aurora'yı beklerken gece yarısı olmuştu bile. Ancak tam da gece vakti Kuzeyden esmekte olan rüzgarın taşıdığı soğuk kar kütleleri şiddetli bir şekilde şehre saçılmıştı. Yollar beyaz kristaller yüzünden gece karanlığına parlaklığıyla eşlik ederken ağaçların, evlerin çatılarında biriken karlar fırtına yüzünden sağa sola uçuşuyordu. Konser alanında biriken kalabalık düşmemeye çalışarak sıkı sıkı giyindikleri kalın montlarına sarılıp gelen otobüsleri tıkış tıkış doldurmuşlardı, ardından hızlı bir şekilde konser alanını terk etmişlerdi.

İşte tam da bu sebepten dolayı kar fırtınasına yakalanıp otobüs bulamayan azınlık kesimden birisi Zhan ve arkadaşlarıydı. Beş kişi birbirine yapışarak evlerin olduğu, fırtınanın ulaşamadığı bir çatının altında durup titreyen bacaklarıyla birbirine bakarken Zhan bir kez daha karanlık, soğuk geceye sinirle bağırdı.

"Ben neden bu kadar şanssızım?"

Rüzgarın uğultusu kulaklarını delip geçerken Kjersti gözlerinin önüne düşen saç tutamlarını beresiyle kapatıp dolu gözleriyle fırtınayı izleyen Zhan'a yaklaştı. Yibo gittiğinden beri Zhan üzüntüyle iç geçirip bakışlarını yerlerde gezdiriyordu. Bunu fark etmemek imkansızdı.

"Şanssız değilsin Sean. Biletleri almadan önce en az beş kez hava durumunu kontrol ettim. Bu ülkenin beklenmedik fırtınalarını sen de biliyorsun."

Kjersti, karanlıkta inci gibi parlayan Zhan'ın dolu gözleri yüzünden endişelendiği için arkadaşının omzunu hafifçe patpatladı. Zhan'ın bugün için ne kadar hevesli olduğunu bütün arkadaşları biliyordu. Bundan dolayı Finn, Bjørn ve Anette de Zhan'ın yanında durup hüzün ve hayal kırıklığı barındıran gözlerini yerden kaldırmak için ellerinden geleni yaptılar.

Ancak Zhan o an arkadaşlarının yanında kendisini o kadar yalnız hissetmişti ki gözlerini karla kaplanmış ormanda gezdirmekten başka hiçbir şey düşünemedi.

Yibo yanında değildi, Yibo'nun yanında değildi.

Bir sonraki otobüs için on dakika vardı ve hava eksi derecelerde olduğu için titriyorlardı. Bjørn otobüsün daha erken gelebilmesi için ulaşım merkezini ararken Zhan, Yibo'ya mesaj attı. Yibo bir anda apar topar gitmek zorunda kaldığı için Zhan onun ve ailesinin iyi olup olmadığı hakkında endişeleniyordu. İçi içini yerken tüm umutlarını elinde tuttuğu telefona bağlamıştı.

Stjernestøv | YizhanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin