Zestien

140 18 3
                                    

Kim Namjoon zor zamanlar geçiriyordu. Ailesi hâlâ onları rahatsız ediyordu. Bir şeyler yapmalıydı. Kendisi için değil, eşi için huzur istiyordu en çok.

Yaşadıkları işine de yansıyordu. Aylardır beklediği terfiyi alamıyordu. Kafası o kadar doluydu ki son iki haftada 5 defa hazırladığı dosyalarda hata yapmış, müdürünün tepkisini çekmişti. Bir hata daha yaparsa bu onun için iyi olmayacaktı.

Mesai saatlerinin son dakikalarındaydı. Evine gitmek istiyordu. Onun evi şüphesiz yanlızca Seokjin'di. Evine gitmek, temiz çiçek kokusunu içine çekmek ve belki biraz da üzerindeki ağırlığı atmak için eşinin omuzlarını, gözyaşlarıyla ıslatmak istiyordu.

İçinde çığlık çığlığa bağıran bir çocuk vardı şimdi. dışına yansıtamadığı bir çocuk.

Hava yağmurluydu. Namjoon otobüsten inip yürümeye başladı. Birkaç adım sonra çiçekçi dükkanını görmeyi bekliyordu. Ama böyle değil.

Her yerde kırılmış camlar vardı. Dükkan kaos ortamından ibaretti. Vazolar paramparça, çiçekler soluk soluktu.

İçeriye baktı.

Tüm bunlardan daha çok can acıtan bir şey vardı. Dizlerinin üzerine çökmüş, sessiz sessiz ağlayan eşi.

Namjoon koştu. Cam parçalarının arasında oturan Seokjin'e koştu. Elleri kesilmişti biriciğinin. Kanlar yüzüne bulaşmış, gözyaşlarıyla karışıp yere de düşmüştü.

Seokjin, Namjoon'u hissettiği an derin bir nefes verdi. Telaş etmişti. Namjoon eline peçete alıp kanı temizledi.

O da ağlamaya başlamıştı şimdi. Küçük dükkanı iç çekmeler ve sızlanmalar doldurmuştu.

Bir süre sonra dışarıya çıktı uzun olan. Eline telefonunu alıp polisi aradı. Bir yandan da eşini koruyamadığı için kızıyordu kendine.

Artık umduğu hem eşi hem kendisi hem de ilişkileri için huzur bulmaktı.

reality | namjinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin