Bölüm 5: Bir Bok Parçası Bir Kase Pirinci Mahvediyor

1K 102 261
                                    

Wei Wuxian uyandığında yabancı bir odadaydı. Lan Wangji yatağın yanında bir sandalyeye oturmuş kitap okuyordu. Yarı uykulu olarak ona baktı. Pencerelerden süzülen güneş ışığı ona arkasından vurarak zarif güzelliğini, ölümlüleri yargılamak için gönderilen bir tanrıymış gibi resmediyordu. Wei Wuxian, Lan Wangji'nin yüzüne doğru düşen küçük altın toz tanelerinin parlayışlarını görebiliyordu.

"Lan Zhan?" Wei Wuxian gözlerini kısarak sordu. Oda aydınlıktı, ışığa bakılırsa güneş çoktan doğmuş olmalıydı.

Lan Wangji gözlerini kitaptan ayırarak ona baktı. Konuşurken kitabı yere bırakıp, "Nasıl hissediyorsun?" diye sordu. "Dün gece çok içtin."

Wei Wuxian yorgun hissediyordu ama bu alkol yüzünden değildi. "İyiyim. Alkol toleransım yüksektir." dedi yavaşça otururken. Hala genelevdeydiler ve dün gece boşalttığı içki kavanozları masanın üzerinde duruyordu, bazıları devrilmiş bazıları dikti; oda içki kokuyordu.

"Burada olduğumu nereden bildin?" Wei Wuxian esneyerek sordu. Lan Wangji'nin ne kadar süredir burada olduğunu merak etmişti. Lan Wangji'nin iş gereği olmadan isteyerek bir geneleve adım attığını hayal edemediği için burada oluşuna biraz şaşkındı. Ama elbette Lan Wangji, Jiang Cheng sayesinde Wei Wuxian'ın yasal koruyucusuydu ve Wei Wuxian'dan ne kadar hoşlanmasa da; Hanguang-Jun, ondan sorumlu değilse başka hiçbir şey olamazdı.

"Yang Feifei bana gösterdi." Lan Wangji yanıtladı.

Hayalet ona ihanet mi etmişti?

Wei Wuxian, "Ben de onun iyi biri olduğunu düşünmüştüm." diye mırıldandı. Lan Wangji ona sorgulayıcı bir bakış attığında başını sallayarak, "Önemli bir şey değil." dedi. "Daha erken gitmek istediysen beni uyandırabilirdin."

"Yorgundun."

Wei Wuxian içini çekti. "Zaten senin için yeterince sorun yarattığımı biliyorum, Hanguang-Jun. O yüzden benimle uğraşmana gerek yok. Kendi başımın çaresine bakabilirim."

Lan Wangji kaşlarını çattı. "Wei Ying, dün geceyle ilgili olarak, ben—"

"Boşver. Olmamış gibi yapalım." dedi Wei Wuxian elini sallayarak. Dün gece olanlardan sonra Lan Wangji ile hala tam olarak rahat hissetmese de onunla tekrar tartışmak istemiyordu. "Tamam, uyandım. Geri dönebiliriz."

Lan Wangji yeniden yerinde oturdu ve Wei Wuxian'ın uyumak çıkardığı dış cüppesini giyip saçlarını düzeltmesini izledi.

"Ne için bekliyorsun?" Wei Wuxian bitirdiğinde sordu. "Hazırım."

Lan Wangji ayağa kalktı ama kapıda tereddüt etti. "Wei Ying, dün gece için özür dilerim. Jin ZiXun'un sana veya ailene hakaret etmesine izin vermek niyetinde değildim."

"Ama yine de izin verdin."

Lan Wangji kaşlarını çattı. "Hala kontrol edebildiğine inanıyor musun?"

Wei Wuxian içini çekti. "Lan Zhan, ikimizin de bu evliliğe bağlı kalmak istemediğini biliyorum ama en azından durumu olduğundan daha kötü hale getirmeyelim." dedi. Wei Wuxian ne kadar uğraşırsa uğraşsın asla göz göze gelmeyeceklerdi. "Bugün seninle kavga edemeyecek kadar yorgunum, o yüzden lütfen sessiz ol."

Lan Wangji bir an daha ona baktı. Wei Wuxian bakışlarıyla buluştu ve Lan Zhan sonunda dönüp kapıyı açana kadar ona bakmaya devam etti.


*****


A Stone To Break Your Soul, A Song To Save It || WangXian [Türkçe Çeviri]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin