~9~

849 64 6
                                    

Multimedya da Rüzgar. Keyifli okumalaar.

-------------

Rüzgarın ağzından

İlk geldiği gün pencereden izliyordum onu. Babasıyla arabadan indi, kapıyı kapattı, babasını bekledi ve birlikte hastaneye girdiler. Önüme dönüp onları beklemiştim. Odamın karşısında ki oda da kalacaktı. Biliyordum çünkü yarım saat önce oda hazırlanmıştı. Pencereye sırtımı vererek koridorun başına bakmaya başlamıştım. Koridorun başında planımın bir parçası yapmayı düşündüğüm cansu ile buraya doğru gelmeye başlamışlardı. Kafası önünde gayet düzgün bir şekilde yürüyordu. Burada ki diğer hastalar gibi sağa sola yalpalanarak yürümüyordu. Burada benim haricimde hasta olmayan tek insan Meteydi. Hasta olmadığımız halde öyle gösterilerek düşmüştük bu deli hapisanesine. Yaptığımız plan gereği normal davranmaması gerekiyordu. Buraya göre normal davranışlar sergilemesi gerekiyordu. Bunda başarılıydı. Tanımasam onun da burada ki herkes gibi hasta olduğunu düşünürdüm.

Cansu ile koridorun sonuna yürümeye devam ettiler. Odasının, önünde durduğum yer olduğu kesinleşmişti çünkü koridorun ortasında ki bütün odalar doluydu. Koridorun hala ortasında sayıldığı zaman da sonunda kafasını yerden kaldırmıştı. Gözlerim gözleri ile buluştu. Daha önceden hissetmediğim bir his içimi kaplamıştı fakat bunun üzerinde durmayıp gözlerine onu rahatsız edeceğinden emin olduğum bakışlarımı saldım. Önüme engel olmamaması için ilk günden benden uzak durmasının gerektiğini anlamalıydı.

Doğa beklemediğim bir şey yapıp omuzlarını dikleştirdi ve aynı bakışları benim üzerimde uygulamaya başladı. Onun hakkında düşündüğüm ikinci şey; cesaretliydi. Deli cesareti. Birincisini düşünür düşünmez zihnimin en ücra kısmına göndermiştim. Odasının önüne gelene kadar gözlerini benden ayırmamıştı. Sanki.. Sanki kalbimin attığını ilk o an hissetmiştim. Fakat o an olduğu gibi şu anda da bu konu üzerine kafamı yoramazdım. Aptal bir kız için yeni bir plan yapamazdım. Sonunda odasının önüne vardığında bana sırtını dönmüştü. Nedensizce sinirlenmiştim gözlerini gözlerimden ayırmasına. Plansızca hareket etmiştim o an. İlk kez diyebileceğim bir andı. Arkasına geçip ona "Hoşgeldin ve bol şans" dedim. Plansız hiçbir şey yapmazdım. Bu sefer düşünmemi engelleyen şey Doğa mıydı ? Böyle plansız davranmamın cezası Doğa'ya patlamıştı. Yemekhane de ona öyle davranmam doğru değildi fakat gerekliydi. O davranışımdan sonra Kayra ile yakınlaşıcağını bilsem başka bir şey düşünürdüm. Her neyse Kayra ile konuşması beni ilgilendirmiyordu. Bir de bu sabah Mete ile basketbol oynuyorduk. Aslında oynamıyorduk, ben ona öğretiyormuş gibi yapıyordum. Buraya gelmeden önce okulunun basketbol takımında olan Mete o an topu pota hariç heryere sallamıştı. Gülme isteğimi çok zor bastırıyordum. Adamım tam oyuncuydu. Seviyorum o çocuğu.

Doğa'nın yaptıkları umrumda değildi ama hareketleri dikkatimi dağıttı, kesinlikle umrumda değildi. Bir anda Doğa ayağa kalkıp Kayra'ya bir şeyler söyledi. Ardından Kayra ayağa kalktı, kolundan çekip kendisine yasladı. Arada bir akıllıca hareketler yapması yararına olmuştu çünkü ellerini Kayra'nın göğüsüne koyarak ona olan mesafesini korumuştu. Tüm bunları gördüğümde.. Kontrolümü kaybetmişe döndüm. En son ne zaman kontrolümü kaybetmiştim ? Aptal bir kız yüzünden planım aksadı ve şu anda saatin kaç olduğunu bilmeyerek yatağıma bağlı bir şekilde yatıyorum. Biraz zorlasam elimi bağlayan kemerlerdem kurtulabilirdim fakat bunlardan kurtulabildiğimi bilmemeleri işime geliyordu.

Planımın aksamış olması canımı oldukça sıkıyordu. Kafamı kurcalayan bir şey vardı. Doğa. Aptal bir kız yüzünden düştüğüm şu hale bak! Lanet olsun nasıl kendimi kaybetmiştim! Bu işin tek iyi tarafı Kayra'nın suratını bir güzel becermemdi. Planlarımın bozulması ve şu an bu halde olmamın sorumlusu Doğaydı ve bunun bedelini bir şekilde ona ödettirecektim.

Verdikleri sakinleştirici yüzünden hala uyuşuktum. Vücudumun bana ihanet ederek bu halde olması sinirlerimi bozuyordu. Bu ilaç zihnimi bile etkilemiş olacak ki o aptal kızı düşünüyordum. En son bu odada karşımda ki duvarla aramda sıkıştırmıştım onu. Kendime hakim olamadım. İkinci kez olmuştu bu duygu. O kıvrımlı dolgun dudaklarına... Ah her neyse. Ardından bakıcılar geldi ve onu dışarı çıkarttılar. İstesem o bakıcılardan kurtulabilirdim ama, ama... Doğa bana kapının camından bakıyordu. Onu ağlarken görmek beni kahretmişti. Bu da neyin nesiydi anlamıyordum. Lanet olsun nerden çıktı bu kız! Aklıma gelen dolu dolu bakan gözlerini zihnimden usulca kovaladım. İstemediğim hiçbir şey hissedemezdim. Plansız hiçbir şey yapamazdım.

Düşüncelerimden beni ayıran şey koridorda ki ayak sesleriydi. Saymaya başladım. 1, 2, 3, 4... Koridorun ortasına geldi... Odama yaklaştı... Durdu... Koridorun sonunda Doğa be benim odamın ortasında biri vardı. Tekrar yürümeye başladı, Doğa'nın odasının önüne doğru. Ardından kapı dikkatlice açıldı. Bu bir bakıcı değildi, kesinlikle emindim. Başka bir hasta mı? Hayır sanmıyorum. Mete ? Mete Doğa'nın odasında ne arasın? Beynim hızlı hızlı bir isim çıkartmaya çalışıyordu. Aklıma bir isim geldi. Mümkünmüydü ? Kayra'mıydı ?

Doğanın kapısı tekrar yavaşça kapandı. Ardından benim odama yönelen adımlar beni plan yapmaya itti. Fakat Doğa'ya bir şey yapılmış olma ihtimali tekrar kontrolümü kaybetmeme neden oldu. Ellerimi bağlayan kemerleri zorlayıp kurtulmaya çalışırken kapıda bir gölge belirdi. Doğru tahmin, Kayra. Ondan rahatlıkla her zaman olduğu gibi yine kurtulabilirdim ama şu an düşünebildiğim tek şey Doğa'ydı. Ona bir şey yapmış olma ihtimali beni nasıl bu kadar korkutabilirdi?

***********

Yazardan

Bekletmek istemediğimden dolayı yine kısa bir bölüm. Yine de içime sindi diyebilirim. Eleştirinizi bekliyorum lütfen çekinmeyin ve düşüncelerinizi benimle paylaşın. Oylarınızla da desteklemeyi lütfen unutmayın. Hoşçakalııın :))))

Zamansız AşkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin