Bölüm Yirmi Bir

180 13 20
                                    

Yan yana dizilmiş ihtişamlı Floransa kilisesi Santa Maria del Fiore'nin sıraları bugün İtalya'nın en büyük hanedanlıklarını Vatikan'ın yeni papası Pius'u dinlemek üzere ağırlıyordu.
Renkli mermer cephelerinin iç yüzünde barındırdığı emek emek işlenmiş İsa ve Meryem Ana mozaiklerine bakanlar bunların nasıl yapıldığını düşünmeden edemiyorlardı. Yapının koyu renkli camları sayesinde içeriye kırılarak giren güneş ışıkları loş bir havayı ilahi bir atmosferle harmanladığında tanrıya ibadet etmenin doğru yolda olmak olduğunu hatırlatıyordu.

En önün sol kısmını Medici Hanedanlığı kapatmıştı ancak Clarice Orsini yoktu. Lorenzo, Delilah ile birkaç kelime de olsa konuşabilme ihtimaline karşın zaten sürgün ettiği karısı Clarice'yi Maddelena'nın tüm isyankar tavırlarına rağmen törene çağırmamıştı.

Lucrezia babasının heyecanını sürekli ellerini ovuşturup Pazzilerin gelip gelmediğini kontrol etmek için göz ucuyla arkasına dönüp bakmasından anlıyordu. Çevrelerinde dönen tüm entrikalara rağmen bu ona sevimli geliyordu. "Merak etmeyin baba. Dün akşam üzeri Pazzi kafilesinin Floransa'ya geldiğini görünce bilgi aldım. Delilah da burada olacak."

Lorenzo'nun her zaman sert görünen yüzü Lucrezia'nın bu düşüncesi karşısında güneşi görmüş yediveren gibi canlanmıştı ama bu çok uzun sürmedi. "Ne olursa olsun Pazzilere yaklaşmanı istemiyorum Lucrezia. Onlar bizim için her açıdan tehlikeliler."

Lucrezia, Lorenzo'nun çocukları içerisinde Delilah'a en çok benzeyendi. Fazla iyi niyetliydi, ihtiyacı olan herkese yardım etmeye çalışırdı ve asla saray entrikaları, saltanat, güç, şöhret ona göre şeyler değildi. O sadece babasının mutlu olmasını istiyordu ve bunun asla gerçekleşmeyeceğini bildiği halde en büyük isteği annesi Clarice'nin Delilah'tan af dilemesiydi.

Lorenzo oğlunun hala etrafta olmadığını fark edince yanlış bir şey yapıyor olmasından korkup endişe etmeye başlamıştı. Sol tarafında duran Maddelena'ya doğru eğildi. "Piero nerede kaldı?"

"Tören başlamadan burada olur." Diyerek kestirip attı ters bir tavırla. Nasıl olsa nerede olduğunu ve neden geç kaldığını çok iyi biliyordu.

Kalabalık anlaşmış gibi aynı anda Santa Maria del Fiore'nin girişine doğru dönünce Lorenzo de' Medici bu sefer Pazzi Hanedanlığı'nın geldiğini anlamıştı.

En önde içeri giren Jacopo de Pazzi sadece soylulara ait ve sadece soylu hanedanlıkların giymesine izin verilen dört renkten biri olan sarı pelerinini ak saçlarını örtecek biçimde taktığı koyu kahve chaperonuyla tamamlamıştı. Bu görüntüsüyle yaşını tamamen ele veriyor, artık Pazzi Hanedanlığı'nda tacın yavaş yavaş varislere geçeceğini belli ediyordu. Bir adım gerisinde Clarice Orsini dahil tüm soylu kadınların çekindiği Alexandra de Pazzi o bilindik kibirli ifadesiyle boy göstermişti.
Yaş sıralamasından dolayı Alexandra'nın yanında Aurlien vardı ama onun nerede olduğundan pek haberi yok gibiydi. Her zamanki gibi akşamdan kalmaydı, esnememek için kendini zor tutarken bir an önce saraya dönüp uyumanın hayalini kuruyordu. Alexandra'nın çocukları kural gereği kilisenin üst katında, diğer ikinci derecedeki Pazzilerle beraber oturacakları için sıra herkesin incelediği ve sürekli çaktırmadan yorum yapmaya çalıştığı Genç Pazzilerdeydi.

Francesco beyaz gömleği, koyu lacivert pelerini ve ensesinden topladığı saçlarıyla her zamanki gibi çok yakışıklıydı ama bugün asıl ilgiyi çeken şüphesiz ki Delilah'tı. Francesco'ya uyumlu olarak giydiği aynı tondaki lacivert, sade ama gösterişli elbisesine Alexandra'nın önerisiyle saçlarına yarım bir taç takmıştı, bu haliyle bir saray kadını olduğunu adeta bağırıyordu.
Tüm bakışların üstünde olduğunu hissedince gerilmeye başlamıştı Delilah. İçinden kaçmak geliyordu ama onun yerine Francesco'nun koluna girmeyi tercih etti.
Pazziler, içeri girdikleri sırayla yerlerine yerleşirken Lorenzo kızına olan hayranlığını gizleyemeyip "Saray kadını olmak ona çok yakışıyor." diye fısıldadı. Onu kendi ailesinin yanında, Medici tarafında böyle göremediği için hem buruk hem de kızgındı.

Huzurun KraliçesiOù les histoires vivent. Découvrez maintenant