Yirmi Beşinci Bölüm

149K 9.8K 3.1K
                                    

💫

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

💫

Dilek'in bakışları bir anlığına endişeyle kaplandı. Boğazını gergince temizledi. Biraz önce omzumu itekleyen elini koluma yerleştirdi ve dostane bir tavırla sıvazladı. "Savaş kardeşim gibidir. Yanlış anlamanı istemem, Asu. Onun için endişelenmemi mazur gör lütfen,"

Onun bu anlık ve tuhaf değişimiyle kirpiklerim birbirine yaklaşırken gözlerim kafa karışıklığı içerisinde kısıldı. Az önceki tehditkâr tutumunun yerini mülayim bir kişilik almıştı. Kişilik bozukluğu problemi olduğunu düşünmeye başlayacaktım ki kulağıma ulaşan tanıdık sesle bundan vazgeçtim.

"Asu," Savaş'ın sesiyle zihnimdeki tüm bilinmezlik silinmiş, Dilek'in niçin yumuşadığını anlamıştım. Etrafındaki tüm kadınlar bana tehdit oluşturmaktan öteye geçmiyordu. Biriniz de sadece arkadaşsal hislerle yaklaşın şu adama. Tamam dış görünüşü harika ötesi olabilir ama hepiniz de aşık olmayın. Başka erkek mi kalmadı yahu?

Hayatlarına sonradan dâhil olan sensin, Asu. İç sesimin haklılığı karşısında düşünce trafiğine son verdim. Dağdan gelip bağdakini kovmak oluyordu galiba benimkisi.

Arkamda kalan kapıdan içeriye giren Savaş ağır adımlarla olduğumuz yere geldi. Mutfaktaki sessizlik çığ gibi büyüyordu. Biraz önce bana tehditler savuran kadın dut yemiş bülbüle dönmüştü. İlginç.

Dilek durduğu yerde bir iki adım geriledi. Böylece aramızdaki sınırsal ihlal biraz olsun ortadan kalkmıştı. "Geç olmuş. Ben gideyim," diye tedirgince konuştu.

Savaş'ın sorgulayıcı bakışları ona çevrildi. "Hamza ve Samet az önce kalktı. İstersen Alican bıraksın seni,"

Gülümsedi. "Düşündüğün için teşekkür ederim ama zaten arabamla gelmiştim. Tekrardan geçmiş olsun. Şubede görüşürüz. İyi geceler," diyerek aceleci bir tavırla mutfağın bahçeye açılan kapısından çıkıp gitti. Kaçmıştı resmen. Komik.

Savaş bedenini bana çevirdi. "Aranızda bir problem mi oldu?"

Problem kelimesi yetersiz kalır, savaş çıktı.

Galiba konuşmalarımızı duymamıştı.

Kalçamı arkamdaki tezgaha yaslayarak ayağımı diğer ayağımın üzerine çaprazlamasına attım. Kollarımı da göğsümün altına bağladım. İçime atmak yerine olduğu gibi anlattım.

"Dilek seni baya önemsiyor. Bana seni üzmemem gerektiği hakkında nutuk çekiyordu,"

Kaşları derince çatıldı. Alnının ortasındaki çizgi şeklindeki çukur belirginleşmişti. "Ne söyledi sana?"

Bugün yeterince yorulmuştum. Şimdi bir de Dilek meselesiyle uğraşıyordum.

Dudaklarımı ıslattım. "Merak ediyorum, etrafındaki tüm kadınlar sana ilgi mi duyuyor? Senden hoşlanmayan, seni yalnızca arkadaş olarak gören kız arkadaşın yok galiba,"

155 POLİSİYEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin