Medyanın Erkeği -2-

5.3K 765 312
                                    

Yahu, ben bu adamı öldürürüm. Vallahi öldürürüm billahi öldürürüm arkadaş. Bu ne abi ya? Bu nedir harbiden? Hiç üşenmemiş bağdan, bahçeden börtü böcek toplamış adam heralde. Tabii ondan önce bizim kızlar gelip gördükleri manzaraya gözlerini belerte belerte baktılar.

"Naptın kıza sen ya??" dedi Betil. Fakat onun bunu demesi hiçbir şeyi değiştirmedi. Hala aynı bok. Adam ortada "Efsanevi Kız Arkadaş Şakası" diye ordan oraya zıplayıp duruyor.

"Siktirrr!! Efsaneydi bu!!" diye kameraya bağıran Berhan'a en sonunda o pembe kovayı kafasına geçirdim.

"Çocuk musun lan sen? Git sevgiline yap şakayı. Bana ne bokuma yapıyon lannnn!!!" dedim ve üstümdeki böceklerin tekrar farkına vararak olduğum yerde çığlık atarak zıplamaya başladım. Kızlar ise kollarımdan beni tutmaya çalışıyorlardı.

Sonunda kahkahası kesilen Berhan, "Yahu, sende hiç şakadan anlamıyorsun be kızım" diye bana çıkıştı. "Ayrıca sen ne geçiriyon kovayı bana?" dedi bide yüzsüz herif.

"Duydunuz mu kızlar? Özür bile dilemedi yavşak herif. Tutmayın beniiii, ağzıyla götünün yerini değiştiricem!! Bırak Cansın bıraaaakkkk!!!" diye bağırdım ama kimse beni takmıyordu. Çünkü Cansın, Betil'in elinde tuttuğu o iğrenç şeye bakıyordu. Sonra Betil'de kıkırdayarak durumu açıkladı;

"Kızım, bunlar gerçek değil be. Baksana oyuncak bunlar. Sadece bal yapıştırmış gerçekçi olsun diye. Ay, be kızım ne korkaksın sende ya... Haahahaha." diye gülüyordü Betil. Tabii, diğerleride öyle.

Ama ben bir türlü sakinleşemedim.. Sakinleşmek istemedim.. Çünkü sinirden ellerim titriyordu. Ya ben adamla evlilik ve üç beş çocuk pörtletme hayalleri kuruyorum, adamın yaptığı işe bak sen? Tövbe tövbe, Allah'ım sen beni bu zalimlerden koru yarabbim! Yoksa ben hepsinin babamdan yadigar olan lahmacun küreği ile ağzını burnunu dağıtıcam. Yaparım valla, kimse tutamaz beni. Hatta bunlar beni tutmayı bıraktığına göre içeri gidip ruhsatını üstüme aldığım favori lahmacun küreğimle dalayım hepsine. Sonra saçlarından tutup yerde sürükleyeyim. Yağ kızartayım, kafalarına dökeyim. Yan komşumuz kiloları fazlaca olan Şazminiye Nur Gül Hatçe Teyze'yi -gelen geçen isim koymuş kadına lan, yazık vallahi- çağırayım hepsinin üstüne otursun teker teker. Teker teker mi dedim? Yok lan, hepsini üst üste koyalım öyle otursun ağızlarına. Nefes alamasınlar sonrada geberip gitsin hepsi. Çok zekiyim lan, valla.

Tam bu fevkalade planlarımı uygulamak için lahmacun küreğimin yerini düşünürken, bir şey beni bunları yapmaktan vazgeçirdi.

"Bebeciikk neredeee? Bebeciiik neredeee?!" diyordu ağzını gözünü yediğim Berhan. Lan bir insan bu iki basit kelimeyi söyleyince bu kadar mı tatlı olur? Bu kadar mı şirin olur? Şu tipe bak hele ya, diye kafamdan düşünürken ister istemez sırıtmış olacağım ki bunlarda Berhan'ı affettiğimi sandılar. -Bu arada 'Bebecik nerede?' repliği Berhan'ın Yuhtube'ye koyduğu bir videoda vardı. Ve orda söylerken çok tatlı söylüyordu. Tabii tüm senaryo bu değil. Sonra 'Bebeciği' bir kadın ölü buluyordu. Oda ayrı bir mesele. Sonra anlatırım-

"Bebecik nerede biliyor musun Berhan?" diye gözlerimi belerte belerte çocuğun gözlerine diktim. -Böyle yapınca çok çirkin oluyorum ama neyse, zaten annem bile somurtunca daha güzel olursun diyor. Psikolojimi bozup beni sinir hastası etmek isteyen bir ailem var yani. Üniversite için üşenmeyip peşime takıldı çılgınlar-

"Bebecik senin totoşunda! Neden biliyormusun? Çünkü az önce ben soktum onu oraya. Ama sendeki delik o kadar büüyü-" diye sözümü tamamlayacakken kızlar ağzımı kapatmaya çalışıyordu. Benimde ağzımdan garip garip sesler çıkıyordu açıkcası.

Fakat sonra Berhan bana çok saçma bir laf etti ve iyice asabımı bozdu.

"Ne diyon sen LeydiSka?" Evet, sadece bunu dedi. Yani bu lafın bir saçma tarafı yok tabii. Bunu bende biliyorum. Ama ne dediğimi bal gibi duymuştu. Tekrar sorması saçmaydı. Ama yatışmaya başladım. En azından yatışmamın gerekli olduğunu hissettim. Oysa Cansın ve Betil, hala 'Yanına bırakmıcaz onun' gibisinden laflar ediyordu. Takmadım.

"LeydiSka, alt tarafı bir şaka yapalım dedik olayı nereye getiriyosun? Kendine gel istersen, yoksa ailenin evini öğrenir seni onlara şikayet ederim." dedi malak oğlan.

"Et, lan et. Allah'tan başka kimseden korkmuyorum lan ben! Sen şikayet edecek olsan nolacak? Ha, söyle nolacak??" diye diklendim göbekli herife. Zaten sevgilisi vardı. En azından bildiğim kadarıyla daha ayrılmamışlardı. Bir de işim yoksa onların arasını bozup çocuğu kendime yapacaktım. Ama çok uzun bir iş gibi gördündü bana. Nasıl olsa kendi kendine ayrılır o şıllıktan diye düşündüm.

"Kızım, kusura bakma da az önce deliler gibi çığlık atan sendin. Ödün heryere karıştı yani." diye araya girdi Cansın, Kaltakzadelerin biricik prensesi.

"Kim korkmaz be? Sanki sana yapsalar korkmayacaktın. Senin böyle kendini komik sanıp ünlü olucam diye ottan boktan videolar çekip koyan bir 'arkadaşın' olmadığı için fazla konuşma bence."

Bir şeyler zırvalamak için ağzını açtı Cansın, sonra aklına bir şey gelince sustu. Sadece kulağıma eğilip "Hadi şu malı yolla da benim ödeve devam edelim" dedi. Sustum. Çünkü susmam lazımdı. Yarın okulda benimle bu video için dalga geçtiklerinde beni koruyabilecek olan iki kızdan biriydi Cansın. Elbet bir gün bayramlık ağzımı ardına kadar açacaktım, bir daha kapatmamak üzere. Ama şuan boş yere ezilmek istemiyordum. Sadece tek amacımın o Berhan'dan intikam almak olduğunu hatırlatıp durdum kendime. İçeri girip ödevi yazarken bile alacağım intikamı düşündüm.

Yarın okulda, onun yavşak sümüğü gibi rezil olduğu ve benim bu durumundan zevkten çıldıracağım bir intikam alacaktım. O komik çocuk için çok kötü bir gün olacaktı. ..

Onu felaket derecede sevmem -yada tombik şirin tipine kanmam- o kötü günü ona yaşatmam için bana engel olamayacaktı...

Hemde hiç olamayacaktı...

Medyanın Erkeği (Kitap Oldu ✔)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin