~1~

109K 3.3K 1.8K
                                    

Başlama tarihi?

~•~

"Sana diyorum Mineyla! Ne demek bu?"

Gözlerimi incelediğim halıdan ağırca kaldırdım. Annem yine bas bas bağırıyor babam ise umursamaz bir şekilde maç izliyordu. Benimse yoğun gecen bir günden olsa gerek gözlerim ağrıyordu.

"Başaramadım...üzgünüm"

Dedim yorgun sesimle arka arkaya 14 ders almıştım bugün.Annem elindeki deneme sonucunu sallarken alayla güldü.

"Sen zaten neyi başardın ki?!"

İçime dolan ağırlık ve yutkunma ihtiyacı. Vücudumu bir acının sardığını hissettim tanıyordum o hissi bu kırılmaktı.Ve yine o andaydık kimsenin beni düşünmediği o an...

"Matematik yapamıyorum ben belki de alan değiştirme-"

Sesimi kesen babamın sert sesi oldu bu sefer.

"Alan değiştirmek mi? Yaparmıyor musun? Çalışan yapıyor Mineyla! Tüm gün odanda saçma salak şarkılar dinleyecegine ders çalışsan yaparsın"

O klasik aile tipi.

Her şeyi matematik olarak gören. Sayısal zekam ileri seviye değildi ne yapabilirdim? Ya da belki haklılardı ben beceremiyordum bilmiyorum.

"Ben gerçekten sevmiyorum sayısal belki-"

"Belki falan yok! Ne yapacaksın alan değiştirip? Öğretmen mi olacaksın? Kendine gel Mineyla sen benim kızımsın babana layık bir evlat olup tıp okuyacaksın o kadar"

"Ama beni kan tu-"

Annem hızla kaslarını çattı.

"Alışırsın. Konuşma bitti odana çık ve ders çalış"

"Anne lüt-"

"Odana dedim!"

Burukça gülümsedim sadece. Anlamayacaklardı hiç bir zaman. Klasik akşamlarımızdan biriydi. Ve sonuç olarak mineyla yine yorgunlukla ders çalışırdı.

~•~

Sabah çalan alarmla gözlerimi açtım. Bugün dershane yoktu belki biraz uyuyabilirdim okuldan sonra. Aylardır 4-5 saatlik uykularla ayakta kalıyordum.

Hızlıca banyoda işlerimi halledip formamı giydim. Saçlarımı her zamanki gibi tepeden bağlayıp çantamı aldım. Bir kaç fis parfumden sonra hızla merdivenleri inmeye başladim.

Ailenin tek çocuguydum. Babam uğur karacan adından bahsettiren bir iş adamı annem sevil karacan ise Doktordu.

Belki ikisinin de sayılsalci olmasından kaynaklı sürekli en iyisini bekliyorlardı benden. Yorulmuştum. Bitmiştim, ama bunu kimse umursamıyordu bile.

Zaten bende şans olsa hayata balık olarak falan gelirdim. Düşününce ben dünyaya balık olarak gelsem onda da vapura falan çarpıp ölürdüm muhtemelen.

Kahvaltı masasına oturunca kahvaltıya başladık annem beni inceleyip kaşlarını çattı.

"Neden parfum sıktın sen?"

Bakışlarımı ondan kaçırdım. Yine ne diyecekti kim bilir.

"Dün duş alamadım kokmamak için"

Annem inanmamış bir şekilde güldü.

"Kim için bu süs?"

"Ne?"

Ağzımdan çıkan şaşkınlık nidası ile bir kez daha lanet ettim benliğime.

"Anne saçmalama"

Trajikomik ; AdenHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin