12| Beni sevdi, Benden kaçtı

1.5K 154 452
                                    

23 yaşındaki Wang Yibo için asla unutamayacağı anlardan biri, bir sabah uyandığında gördüğü boş oda ve soğuk bir yataktı. Gözlerini odada gezdirirken neler olduğunu idrak etmeye çalışıyordu.

Bir an donuk gözleri gördüğü boş oda yüzünden dolmaya başlarken, vücudunun rüzgara kapılmış bir yaprak gibi titrediğinden bihaberdi. Aslında odadaki yatak, dolaplar hatta her şey kusursuz bir şekilde yerinde duruyordu ama oda boştu işte. Asla dolmayacaktı, çünkü Xiao Zhan gitmişti.

Gözleri yanlış görüyordu, ya da rüyaydı, kabustu bu! ama aslında Zhan'ın ardından yastıkta kalan iz gerçekti.

Xiao Zhan, bir sabah nişanlısını bırakıp tek bir kelime etmeden gitmiş; Ardında boş, ıssız bir odayla beraber Yibo'yu bırakmıştı. Ardında ise kalan tek şey başının altına aldığı yastıktaki yumuşak kokuydu.

Yibo, göz pınarlarına uğrayan her bir su damlasını yanaklarından akıtıp parçalanan yüreğiyle öylece kapının önünde dikilirken hareket edememişti. Sonunda... sonunda sevdiği genç dediğini yapmış ve kendisinden kaçmıştı. Zhan gitmişti, Xiao Zhan'ı gitmişti.

Onun nereye gittiğini bile bilmiyordu. Hareket etmek istiyordu fakat yüreğiyle beraber adımları öyle bir kitlenmişti ki sanki biraz daha bu odanın önünde dursa, kokusunu daha fazla koklayacaktı. Pişman olacağı bir şey yaptı: Onun kokusunu buram buram aldığı kapının önünden ayrılıp bütün odalarda bir aptal gibi sevdiği genci aradı.

Oysa, bir haftadır gardıropta asılı olan kıyafetlerin artık yerinde olmadığını kendi gözleriyle görmüştü.

Buna rağmen yine de tüm evi ararken içinde bir umut ışığı vardı. Belki de Zhan mutfakta yeni öğrendiği tarifleri denemeye çalışıyordu. Ya da nişanlarının yapıldığı bahçedeki yeni dikilen menekşeleri suluyordu. Belki de tüm kıyafetleri kirlendiği için hepsini makineye atmıştı ama yine de gitmemişti.

Lakin gece olduğunda, evde ışıklar söndüğünde, Yibo fark etti; Zhan gitmişti.

Gözlerinden düşen hızlı damlalar bir kor gibi parkeye damlayıp düştüğü yeri yakarken, boş evde kapı sesleri, hıçkırıklar ve en çok da tek bir ismin mırıldanışı yankılanıyordu.

"Zhan... Xiao Zhan!"

Bir şeye karar vermekle onu yapmak birbirinden o kadar uzak eylemlerdi ki, Yibo'nun bunu fark etmesi yıllarını almıştı. Zhan'ın nişanda kendisinden kaçmak istediğini Jackson'a söylerken yüreği paramparça olmasına rağmen sevdiği adamın gitmesi için ona uçak bileti almıştı.

Xiao Zhan'ı kendi elleriyle uzağa gönderecekti. Onu bu ülkeden, herkesten kurtaracaktı.

Fakat kendisi bunu yapamadan bir haftalık nişanlısı onu bu koca evde bırakıp gitmişti, kendisine dayanamamıştı.

Nasıl onu göndermeyi düşünürdü? Onun mutluluğu için kendi istediğinden vazgeçse bile Zhan olmadan nasıl yaşayacaktı? Her anında yanında olan gencin artık olmayışına nasıl alışacaktı?

Alışması gerekiyordu. Eğer Zhan uzakta mutlu olacaksa, kendi kararlarını verebileceği bir hayat yaşayacaksa, Yibo onun gidişine alışmalıydı.

Yibo, göğsüne saplanan büyük bir ağrıyla salonun ortasına çökerken bulanan gözleri ve sıkışan nefesi yüzünden korkuyla gözlerini kapattı. Ayağa kalkması, onu araması gerekiyordu. Gitmemişti belki de. Dışarıdaydı hâlâ.

Gitmişse bile kokusuyla doldurduğu odanın kapısını kapatmamıştı. O kapıyı açık bıraktığı sürece Zhan'ın o odaya sinmiş kokusu da kendisiyle beraber gidecekti.

Bu Yüzden, | Yizhan Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin