BÖLÜM / 27

3.1K 207 4
                                    

26 ve 27. bölümleri peş peşe attım, ikisini de okuduğunuza emin olun.🌺

Keyifli okumalar. 🧡

✨✨✨

"Melis, taksi geldi annecim!"

Sırt çantamı aldığım gibi odadan çıktım ve aşağı indim. Antalya'dan geleli bir hafta oluyordu. Bugün ise Batu ve Meral ablayla birlikte İstanbul'a gidiyorduk. Batu'yu dedemlerle tanıştıracak ve eşyalarını hazırlayacaktık. Benim liseden kalma odam olduğu için sorun yoktu. Daha sonra ise üniversiteye gidecek ve gerekli işlemleri yaptıracaktık. Annemin ve babamın tatilleri bittiği için işlerine geri dönmüşlerdi. Bundan dolaylı bizle gelemiyorlardı. Meral abla ise öğretmen olduğu için tatili bitmemişti ve bu sayede bizimle gelebiliyordu.

Evden çıkarak bahçe kapısının önünde bekleyen taksinin yanında duran annemlere doğru ilerledim. Taksiyle havaalanına gidecektik. Babam sabahtan hastaneye gittiği için onunla sabah görüşmüştüm. Annem ise bugün öğleden sonra hastaneye gidecekti. Bu sayede bizi geçirebiliyordu.

Anneme, Deniz'e ve Merve ablaya veda edip taksiye bindik. Meral abla öne geçerken Batu'yla arkaya oturmuştuk. Yaklaşık yirmi dakikalık taksi yolculuğunun ardından havalimanına vardık. Taksiden indikten sonra gidip işlemlerimizi yaptırdık ve uçağa bindik. Koltuklarımız yan yanaydı. Ben cam kenarına geçerken Meral abla Batu'yu yanıma oturtturdu ve yanındaki koltuğa geçti. Bu hallerine alıştığımız için artık bir şey demiyorduk.

Yaklaşık bir saatlik uçak yolculuğunun ardından Atatürk Havalimanı'na indik. Oradan da bir taksiye atlayıp dedemlere geldik. Taksiden indikten sonra dedemlerin geniş bahçe kapılarından geçip eve doğru ilerledik.

"Ne kadar güzel bir bahçe böyle."

Meral ablanın hayranlık dolu ses tonuyla gülümsedim.

"Anneannem bahçeyle uğraşmayı çok sever. Her şeyi kendi elleriyle yaptı."

Meral abla kafasını sallayıp etrafı izlemeye devam ederken Batu'ya baktım. Gerilmiş olmalıydı. Onu bizimle kalması için çok zor ikna etmiştim. Dedemlere yük olmak istemediğini söyleyip durmuştu. Hâlbuki yüklük bir durum yoktu ortada. Boş odayı dolduracak, masaya fazladan bir tabak daha koyduracaktı o kadar.

Kapıyı çaldığımda kısa süre içinde açıldı ve dedemlerin yardımcısı Ayşe abla gülümseyerek bizi karşıladı.

"Hoş geldiniz."

"Hoş bulduk," deyip içeri geçtik. Ayşe ablaya sıkıca sarıldıktan sonra "Anneannemler nerde?" diye sordum.

"Terasta çay içiyorlar," deyince kafamı salladım ve Meral ablalara dönerek onları Ayşe ablayla tanıştırdım. Daha sonra hep beraber terasa çıktık.

Dedemle anneannemin sırtları bize dönük olduğu için geldiğimizi görmemişlerdi. Diğerlerine sessiz olmalarını işaret ederek yavaşça ilerledim ve hızla anneanneme arkasından sarıldım. Anneannem yerinde zıplayıp bağırırken beni görünce sustu ve hafifçe başıma vurdu.

"Kız Allah canını almasın senin! Aklımı aldın ya!"

Dedem de benime birlikte gülerken bir daha sarıldım anneanneme. Daha sonra elini öptüm ve dedeme yönelerek bu sefer onun elini öpüp sarıldım. Meral ablayla Batu da yanımıza gelince dedemlerle onları tanıştırdım.

Anneannem Meral ablayla Batu'ya sıkıca sarıldığında ikisinin de şaşırdığını görüp gülümsedim. Anneannem tanıdığım en sıcakkanlı insandı. Sevmediği kimse yoktu şu hayatta.

Dedem de Meral ablaya hoş geldiğini söyleyip Batu'ya döndü ve onu alıcı gözüyle inceleyip elini uzattı. Batu dedemin uzattığı eli öptü ve dedemin sarılmasına karşılık verdi.

Hep beraber koltuklara kurulduk ve sohbet etmeye başladık. Aynı bahçe gibi terasla da anneannem özellikle ilgilenmiş ve burayı harika bir yere çevirmişti.

"Yoldan geldiniz. Açsınızdır. Size yemek yaptırdım. Masayı kurdurtayım mı?"

Anneannemin sorduğu sorunun üzerine Meral abla kafasını salladı.

"Aslında pek aç sayılmayız, teşekkür ederiz. Ayrıca oğlumu yanınıza kabul ettiğiniz için de çok teşekkür ederim. Sayenizde aklım geride kalmayacak."

"Olur mu öyle şey?" dedi anneannem hemen. "Biz zaten İhsan'la hep yalnızlıktan şikâyet eder dururuz. Melis yanımıza taşındığında çok sevinmiştik. Aynı şekilde önceki sene gidince de baya üzüldük. Biz kalabalık ailelerde büyüdüğümüz için yalnız kalınca sıkılıyoruz. Melis'imize tekrar kavuştuğumuz için çok mutluyuz. Batu oğlumun gelmesine de memnun olduk. Maşallah pekte yakışıklı," deyip Batu'yu bir güzel süzdü anneannem.

Dedem "Menekşe hele dur, çocuğu utandırma," deyince Batu'ya baktım. Gerçekten de mahcup olmuştu. Elimi ağzıma götürerek gülüşümü gizledim.

"Ne var İhsan? Yakışıklı dedim, bir şey mi dedim?" diyerek dedeme trip attı anneannem.

"Fesuphanallah," diyerek kafasını salladı ve Meral ablaya döndü dedem.

"Boşta bir odamız vardı Meral kızım. Batu oğlum oraya yerleşsin."

"Tekrar teşekkürler. O zaman biz sizin izninizle odaya bakalım. Daha sonra da eksikleri almak için alışverişe çıkalım"

Dedem kafasını sallayıp bana döndü.

"Melis göstersene odayı kızım."

"Tamam dede," deyip ayağa fırladım. Meral abla ve Batu'yla beraber içeri girip onları boş odaya götürdüm. İkisi de içeri girip odayı inceledi.

Meral abla memnun olmuş yüz ifadesiyle bana dönüp "Bu odayı niye kullanmıyorlar ki? Baya da büyük," dedi.

"Meral abla aslında evin bütün odaları büyük. Hatta en küçüğü burası diyebilirim. Dedemler az kişi oldukları için çok oda yaptırmadılar. Oda sayısı az ama odalar büyük."

Meral abla kafasını sallayarak Batu'ya döndü bu sefer.

"Masa, dolap, yatak yeter aslında ama ben bir güzel donatırım burayı," deyip gülümsedi ve devam etti. "Hadi o zaman geç olmadan alışverişe çıkalım."

Dedemlere haber verdikten sonra evden çıktık. Buraları bildiğimden bir nevi rehber gibiydim. Onları büyük bir mobilya mağazasına götürdüm.

Yaklaşık bir saat sonra mağazadan çıktığımızda kendimi mağazayı satın almış gibi hissediyordum. Meral abla Batu istememesine rağmen birçok küçük eşya da almıştı. Halı, küçük kilim, masa lambası, komodin ve hatta perde bile sipariş etmişti. Görevli kadın ev adresini aldıktan sonra siparişlerin en geç bir haftaya kadar hazır olacağını söylemişti. Yani eşyalar eve geldiğinde biz İzmir'de olacaktık. Eşyaları da muhtemelen anneannem yerleştirtecekti.

Mağazadan çıktıktan sonra eve gitmek yerine üniversiteye gittik. Öncelikle öğrenci işleriyle görüşüp kayıt gibi şeyleri hallettikten sonra üniversiteyi gezdik ve akşama doğru dedemlere döndük.

Güzel bir akşam yemeğinin ardından terasta oturup bol bol sohbet ettik dedemlerle. Yüzlerinden ve tavırlarından anladığıma göre iki taraf da birbirlerini sevmişlerdi.

Saat geç olunca Ayşe abla misafir odasını Meral ablalar için hazırladı. Daha sonra birbirimize iyi geceler dileyerek odalarımıza geçtik. Yarın İzmir'e geri dönecektik ama bu sefer uçağımız akşam kalkacaktı. Sabah kahvaltıdan sonra Batulara akşama kadar küçük bir İstanbul seyahati yaptırabileceğimi düşünerek yattım.

Ertesi gün kahvaltıdan sonra geceden planladığım gibi Meral abla ve Batu'ya biraz İstanbul'u gezdirdim. Uçak saatine yakın eve döndükten sonra da eşyalarımızı topladık ve dedemlere veda ederek havalimanına gittik.

ღღღ

Eve geldiğimde saat gece yarısını bulmuştu. Yorgunluktan ölerek odama çıktım ve üzerimi değiştirir değiştirmez kendimi yatağa atıp derin bir uykuya daldım.

İKİ YARALI |Tamamlandı|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin