"Biri sizi sakso çekerek pusuya düşürüp sonra da 'o benim kalbimdi' derse?" Xiao Zhan aniden sormuştu. "Bu ne anlama gelir?"
Sorusu üzerine, gruptaki diğer ikili dakikasında sessizliğe gömüldü.
Şimdiden önce, atmosfer sohbet muhabbet ve gülüşlerle doluydu, üç çocukluk arkadaşı ailesinin arka bahçesinde elektronik kamp ateşinin başında oturmuşlar ve sonsuz bira stokunun tadını çıkarıyorlardı.
Uzun bir aradan sonra, kahkahalar geri dönmüş ve bu sefer Xiao Zhan'a yönelmişti. Fakat ikisi de Xiao Zhan'ın tam olarak gülmediğini fark etmemişlerdi.
"Delirdin mi?" Xiao Wu, Xiao Zhan'ın omzunun kenarını şaplaklamak için eğilirken sormuştu. "Nasıl bir soru bu?"
"Ve çok da ani," Li Ping ekledi. "Belki de söylentiler doğrudur, gerçekten de kafayı sıyırmışsındır."
Xiao Zhan hatırlatılan şey üzerine iç çekti ve şişeyi dudaklarına götürdü.
"Gerçekten ama bu nasıl bir soru?" Xiao Wu sordu.
"Şu an çektiğim diziden bir şey," diye cevap vermiş ve iki arkadaşının ağzı açık kalmıştı.
"Ne?" Li Ping haykırmıştı. "Bunu ulusal televizyonda mı yayımlayacaklar?"
"Tabii ki de hayır," Xiao Zhan cevap vermişti. "Bu kısım kesildi. Ben bunu orijinal romanda okudum."
"Harbiden Xiao Zhan bu çektiğin yeni dramanın adı ne?" Xiao Wu araya girmişti. "Hangi kitaptan uyarlama?"
"Bunu söyleyemeyeceğimi biliyorsun," içeceğine devam ederken Xiao Zhan yanıtladı.
"Hey! Zorlamasana adamı." Li Ping, Xiao Wu'ya çıkışmış ve diğerinin heli hemececik teslim olma pozisyonunda havaya kalkmıştı. "Peki peki, üzgünüm. Bu anlaşmanın şartlarına aykırı."
Aslında tam olarak öyle değildi, ama Xiao Zhan hayatının bu gözler önünde olan kısmını yakın arkadaşlarından uzak tutmaya alışmıştı, hem onların hem de kendisinin iyiliği için.
Çünkü öğrenmişti ki, eğer ortada bir mühimmat yoksa, o zaman ateşin edilmesi oldukça zor hale gelirdi.
"Sorun yok," diye cevap verdi Xiao Zhan. "Ama gerçekten siz ikinizin bu soru hakkında ne düşündüğünüzü bilmek istiyorum. Ben içinden çıkamıyorum. Benim için kulağa cidden bir garip geliyor."
"Şey, garip olduğundandır," Li Ping cevap verdi. "Kim diyor bunu?"
"Ben garip olduğunu düşünmüyorum," Xiao Wu karşı çıkmıştı.
Li Ping gözlerini devirdi. "Tabii ki de düşünmüyorsun."
"Cidden ama!
Xiao Zhan'ın ilgisi anında canlandı. "Ne demek istiyorsun?"
Bundan dolayı Xiao Wu açıklamaya girişmişti. "Bunu iki şekilde yorumlayabilirsin. İlki, bu kişi sana aşıktır ve bu...bu şeyi yapıyordur..." Xiao Wu doğru kelimeleri bulmakta zorlanıyormuş gibi gözüküyordu.
"Sakso çekme işini?" Li Ping parlayan gözleri ve yaramaz gülümsemesiyle araya girmişti. "Penisini emmesi? Anlamıyorum-anlamıyorum yani bu niye kelimeleri böyle geveliyor ki."
Xiao Wu adama keskin bir bakış atmış ve devam etmişti. "Böyle bir şeyi yapıyordur çünkü seni seviyordur ve harika vakit geçirmeni istiyordur. Ya da seni seviyordur ve sen bunu bilmiyorsundur o yüzden sana göstermeye çalışıyordur."
Xiao Wu'nun sözleri üstüne Xiao Zhan ve Li Ping önce birbirlerine sonra da tekrar, gözlüklü, asistan öğrenci olan arkadaşlarına bakmışlardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
The Winter Wind | Yizhan
Fanfiction"Zhan ge, özür dilerim," demişti Yibo ve Xiao Zhan öfke patlaması geçirmişti. "Sikik sikik özür dilemeyi kes artık!" dişlerini sıkıyordu. Yine de, Yibo'nun yüz ifadesi değişmemişti. Xiao Zhan onun üzerine daha da çok eğilmişti, tek eli Yibo'nun omzu...
