慾念 | Arzu

521 43 12
                                    


İki oğlan, öğleden sonra bıraktıkları az miktarda parayı Ximending karaoke odasında harcadılar. A-han, Birdy filmini izlemeyi seçmişti. Birdy'nin onu neden bu kadar çok sevdiğini öğrenmek istiyordu.

Filmde, Birdy adındaki çocuk içine kapanık, asosyal ama bir o kadar da kuşlara hayran biridir. Onlar gibi kendi başına uçmanın yollarını araştırıyordur. Kader, Birdy ve cana yakın Al'i bir araya getirdikten sonra bu ikili sıkı dost olurlar. Birdy ne kadar çılgın olursa olsun, Al her zaman onun yanındadır.

Vietnam Savaşı patlak verdiğinde Birdy, ön saflara gönderilir ve orada travma üstüne travma yaşar. Hassas ruhu çöker ve artık konuşamaz hâle gelir. Artık kendi başına yaşayamaz. Bu yüzden Birdy hastaneye yatırılır ve küçük bir odada tutulur.

Bu odada Birdy konuşmaz. Bir kuş gibi bükülüp metal karyolasına oturur, pencereden mavi gökyüzünü izler.

Hastane, Birdy'nin normale dönmesine yardım edebileceğini umarak Al'i getirir. Al'in suratı, kendi savaş deneyimlerinden büyük ölçüde yaralanmıştır. Birdy ile tekrar bir araya geldiğinde, çocukluk anıları tekrar canlanır. Al, Birdy'nin iyileşmesine yardım etmek için çok uğraşır fakat sonunda fark eder ki, Birdy'nin tek bir hayali vardır: Onu hapseden bu kafesten çıkıp bir kuş gibi gökyüzünde uçmak.

Filmde, ışık pencereden sızarken hastane odasında bulanık gölgeler belirir. Birdy, çırılçıplak, karyolasına bir kuş gibi tünemiş. Dünyadaki hiç kimse onu gerçekten anlamıyor - herkes onu sadece kafese koymak ve özgürlüğüne engel olmak istiyor.

Filmin ilk yarısında iki adam çılgın maceralara atılır. Birdy her zaman başı çeker, Al, bazen usansa da hep ona eşlik eder.

A-han, ekrandaki ilişkide Birdy ile kendi ilişkisini görmüştü. Buna gülmeden edemedi.

Ama film devam etti. Artık hastane odasında kafeste olan Birdy, saçını kazıtmıştı, dalgalanan saçları gitmişti. Bir zamanlar hayat dolu olan gözleri artık renksizdi. O gözler yalnızca pencereden dışarı baktığında canlanıyordu.

Al, Birdy'yi ziyaret ettiğinde acıma ve suçluluk duyar. Birdy'ye bakmaya yardım etmeye karar verir. Al'in, Birdy'ye bakışı hem acı doludur hem de sıcacıktır.

A-han hiç böyle bir bakış görmemişti.

Al ve Birdy gerçekten "sadece arkadaş" mıydı?

A-han kafasını çevirince Birdy'nin rahat kanepeye uzanmış olduğunu gördü. Bir süre önce uykuya dalmıştı. A-han sesini alçalttı. "Birdy? Yorgun musun?"

Cevap gelmedi. Uzun bir sessizlikten sonra Birdy, "Bir gün ölürsem üzülür müsün?" diye sordu. A-han'ın canı sıkılmıştı. Hiç düşünmeden, "Neden böyle şeyler söylüyorsun?" diye çıkıştı.

"Sadece öyleymiş gibi farzet." Birdy ölü taklidi yaptı.

A-han cevap veremedi, onunla çok sonradan yüzleşme cesareti buldu.

"Birdy?"

Cevap gelmedi.

Birdy'nin yüzünü izledi ve onun gerçekten öldüğünü, artık soytarılık yapamayacağını, yaramazlık yapamayacağını, artık onunla konuşamayacağını hayal etti. Toprağın derinliklerine gömülecekti ve A-han onu bir daha asla göremeyecekti. A-han'ın içini, bunu hayal eder etmez bir hüzün kaplamıştı. Görüşü bulanıklaştı. Gözlerini ovuşturduğunda ıslaktı.

Birdy'nin olmadığı bir dünya, hayalinde bile bu kadar acı vericiydi.

Al'in filmin başrolüne sarıldığı gibi, o da Birdy'yi kollarına almak istedi. A-han, Birdy'ye artık onsuz yaşayamayacağını söylemek istedi.

İsmin Burada KazılıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin