44.Bölüm: DOMİNO TAŞLARI

525K 25.8K 78.1K
                                    

Bol bol yorum yapmayı ve beğenmeyi unutmayın ateş parçalarım. 🔥

Lullaby - Hypnogaja

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Lullaby - Hypnogaja

Virgin Woolf Underwater - Chelsea Wolfe

Bir sevmek bin defa ölmek demekmiş - 3 Hürel


44.Bölüm: DOMİNO TAŞLARI

Hayatım domino taşları gibiydi, her şey birbiriyle bağlantılıydı ve ben de bu domino taşlarını yöneten oyuncuydum. Her düşen taş öncesinde ona çarpan diğer taşın etkisini taşıyordu. Bu öyle ince bir işti ki bir taşı bir milim bile yanlış yere koyarsan bu tüm düzeneği bozardı.

Her hesaplamayı doğru yapmam gerekiyordu, benim hata yapma şansım yoktu ve hiç de olmamıştı. Her hamlem hesaplı olmalıydı, her tavrım gerçeğin dışında olmalıydı. Ateş Alanguva hayatıma girdiğimden beri bu özelliğimi kaybediyordum, en azından onun yanında. Onun yanında gerçek hissediyordum.

Ona zarar gelsin istemiyordum. O bu saatte Cebonayan toplantısında kritik saatler içerisindeydi ve ben şu an içinde olduğum oyunu değil de onu düşünüyordum.

Murat, gerçek adıyla Şahan bana bakıyordu. Murat zeki bir adamdı, bende tuhaflıklar olduğunu anlamaya ilk andan itibaren başlamıştı. Beni Ateş'in yanında gördüğünde de, kaslı kollarıma gönderme yaptığında da. Benim inimi bulabilecek kadar zeki olan bir adam elbette beni de bulabilirdi. İşte oyun kabiliyeti burada devreye giriyordu. Her şey her zaman planlar dahilinde gitmezdi. Asıl olay oyunu her tarafından kendine çevirmekti.

Domino taşlarının hepsini düşürecektim, tabi o domino taşlarının altında kimler kalırdı bilemezdim ama ben hep yöneticisi olacaktım.

"Artık oynamayı kes. Oyunun sonu." dedi eski kibarlığını kaybederek.

"Neden buradayız o zaman? Neden V'yi yakalayarak hayatının en büyük başarını elde etmek yerine benimle bu rıhtımdasın?" dedim pes etmiş gibi.

Kara bakışları önce rıhtımda gezindi, ardından da benim üstümde. Her hareketimi, mimiğimi tartıyor ve ölçülü davranıyordu. Siyah, bedenine yapışan tişörtünden kasları belli oluyordu ve gerildiğini anlayabiliyordum.

"Derdim sen değilsin, hiç olmadın. V'yi bu ülkenin kara kutusu gibi görüyorum, her şeyi bilir her şeyi halleder ama hep gizlidir. Bu kara kutuyu aydınlatmak istemiyorum."

Yeni bir sigara yaktım, o onun tepkisi için rahatladığımı düşünmüş olabilirdi bu tavrımla.

"Derdin ne peki?"

"Derdim Alanguva, onu istiyorum."

Güldüm, hala tavırlarım tedirgindi ama alttan alttan da rahatlamaya çalışırmış gibi bir havam vardı. "Çok seksi, istememek elde değil."

ATEŞPARE (+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin