- 𝐜𝐡𝐚𝐩𝐭𝐞𝐫 𝐬𝐞𝐯𝐞𝐧𝐭𝐞𝐞𝐧 -

556 98 593
                                    

harry pov;

"tamam şimdi gözlerini açacağım aşkım." diyerek omzumdan beni ilerleten sevgilime mırıldanarak cevap verdim,

"seni çok seviyorum bebeğim."

2 saat önce;

yerde yatarken etrafımdaki sesleri duymazdan gelmeye çalışıyordum. sanırım liam ve zayn öpüşmeye başlamıştı ama bunu görmek istemiyordum. sanki sevgilim beni terk etmişçesine yerde debelenirken kapının açıldığını koltuğun altındaki boşluktan gördüğümde gözlerimi yumarak yerde bayılma taklidi yapmaya başlamıştım.

"ooo ohhh hobaaa!! lan noluyor burda aile var!" diyerek içeri giren louis'nin sesini duyduğumda sırıtmamak için zor duruyordum.

"kanka vallaha ben de anlamadım ne olduğunu her şey bir anda oldu aha bunlarda bir kıvılcım bekliyorlarmış amınakoyim yapıştılar birbirlerine ya." niall hayıflanırken louis'nin sesinden güldüğünü anlayarak yerimde kıpırdamadan durmaya başlamıştım.

"hayırlı olsun kardeşim," diyerek zaynle sarıldığını hissederken ben de kafamı çevirerek liam'a hayırlı olsun işareti vermeye çalışıyordum.

"dön tamam dön önüne elimde kalacaksın yoksa," diyerek fısıldadığında,

"hak ettin bunu, bunu hak ettin liam payne, harry styles'ın karşısında kimsecik-" louis'nin sarılması bittiğinde hemen önüme dönerek yüz üste yerde bayılmaya devam ettin.

beni görüp gülmeye başladığını en başından beri biliyordum ama hala daha tepki vermemişti ve ondan ilgi görmek istediğim için yerde donsam da yatmaya devam edecektim. zayn louis'den aldığı poşeti alıp liam'la beraber çıkarken niall da hemen tüymek istediğini söyleyip gitmişti.

louis kapıyı kapatıp derin bir nefes verirken yavaşça adımlayarak başımda durmaya başladı,

"benim sevgilim nerdeymiş oyyy, abucuk gubucuk!!!" diyerek üstüme atlamasını beklemediğimden hafifçe inleyerek doğrulmaya çalıştım,

"bu mu yani louis, bebek miyim ben? düzgün sevsene, insan öper bir şey yapar." diyerek hayıflandığımda trip moduma geçtiğimi anlamış olacak ki gülerek sırtımda oturmaya devam etmişti.

"hadi ama harry, ben de seni zeki bir şey sanardım. sence bu gizli işlerin falan ne gibi
bir anlamı olabilir salak sevgilim benim." diyerek eğilip yanağımdam öptüğünde duraksayarak halıyla bakışmaya başladım.

"yok artık ya," diyerek önüme döndüğümde bu sefer kucağımda oturmaya başlamıştı,
gözlerim dolarken,
"sen bana sürpriz mi hazırlıyorsun kaç gündür yani?" diyerek mırıldandığımda hevesle başını sallayarak konuşmaya başladı,

"evet! o kadar seviceksin ki harry, gerçekten bak benden bile çok sevebilirsin hatta. tamam şaka yapıyorum eğer beni bir süprize tercih edersen kendini öldün bil styles!" diyerek kıkırdadığında daha fazla dayanamamış ve yakalarından tutarak dudaklarına yapışmıştım.

ellerimi sırtından aşağıya sürükleyerek iyice kendime yapıştırırken büyük bir istekle karşılık vermeye başlamıştı. dudaklarının tadına 3 gündür hasret olan ben hiç bırakmayacak gibi öptüğümden louis de ayak uydurmaya çalışıyordu.

dudaklarını ısırarak hafifçe doğrulduğumda kucağıma iyice yerleştirerek elimi tişörtünün içinden soktum. bel kavisini okşayarak onu kendime çekerken mırıldanarak beni öpmeye devam etmişti. ellerini saçlarıma daldırdığında bunu ne kadar çok sevdiğini bildiğim için hafif sırıtmayla gülmeye başladığımda o da gülmeye başlamıştı.

𝙬𝙤𝙤𝙙𝙚𝙣 𝙝𝙤𝙪𝙨𝙚 🌲 | larry stylinson Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin