Bölüm 24: Çatırdamak

601 73 86
                                    

Xiao Zhan Yibo'nun şişesini tezgaha koymuş ve içmek için kendi şişesinin kapağını çevirerek açmıştı.

"Çok yakışıklısın Yibo," annesi merak içinde çocuğa iltifat etmişti, sanki Yibo bir hamurmuş gibi elleri onu seviyor ve yoğuruyordu. "Aynı televizyondaki gibi."

Buna karşı, Yibo tek kelime etmemiş ve daha da eğilmişti. Bu özellikle Xiao Zhan'ı eğlendirmişti çünkü Yibo'nun yüzündeki kızarıklığı saklamak için her seferinde daha da çok eğildiği konusunda emindi. 

"Laopo, çocuğun nefes almasına izin ver," Xiao Zhan'ın babası yüzünde bir gülümsemeyle söyledi. "Evimize hoş geldin Yibo."

"Teşekkürler Dabo," Yibo babasını selamladı. Daha sonra Xiao Zhan'a dönmüştü, gözlerinde bütün bu ilginin merkezinden kurtulmak istediğine dair sessiz bir yakarış parıldıyordu fakat Xiao Zhan araya girmeyi reddediyordu, seyirci olarak izlemekten oldukça memnundu. 

"Chongqing'de ne yapıyorsun?" annesi sormuştu. "Zhan Zhan'la sen burada buluşmayı mı planlamıştınız?"

Yibo, "Planladık," diye cevap verdi. "Benim Banan'da bir projem vardı, o yüzden ben de ona, onun doğum günü yemeğine olan davetinizi reddettiğim için uğrayıp özür dilemek istediğimi söyledim."

"Ah buna hiç gerek yok," annesi elini sallayarak özürü savmıştı. "Çok meşguldün herhalde."

"Hayır," Yibo cevap verdi. "Xiao Zhan ile ben o zaman biraz tartışmıştık, o yüzden birbirimizle konuşmuyorduk. Barışana kadar partisine gelmenin uygun olacağını düşünmedim."

Onun sözleri üzerine oda sessizliğe bürünmüştü.

"Çok dürüstsün," Xiao Zhan'ın babası gülümseyerek konuşmuş ve Yibo'nun omzuna dokunmuştu. Yibo tekrar eğildi.

Adam, "Kendi evindeymiş gibi rahatına bak Yibo," demiş ve koltuğuna geri dönmüştü.

"Teşekkürler, Dado."

Xiao Zhan kafasını iki yana sallayarak bakışlarını çevirmiş ve şişeyi tekrar dudaklarına çıkarmıştı. 

"Senle Zhan Zhan kavga mı ettiniz?" Yibo sanki uzun süredir kayıp olan değerli oğluymuş gibi Yibo'nun ellerini kendi ellleri içinde tutarken annesinin sesi yumuşacıktı. "Seni nasıl gücendirdi?"

Bunun üzerine, Xiao Zhan neredeyse içtiği suda boğulmuştu. "Ma! Niye benim onu gücendirdiğimi varsaydın ki?"

"Kes," kadın ona bir bakış bile atmadan Xiao Zhan'a çatmış, Xiao Zhan'ın ağzı açık kalmıştı.

"Yibo," kadın tatlı bir ses tonuyla söylemiş, teselli ederek çocuğun elini patpatlamıştı. "Her ne yaptıysa, ben onun adına özür dilerim."

"Teşekkürler Ayi," Yibo utanmadan cevap vermiş ve Xiao Zhan daha da şaşkına dönmüştü. Su şişesini fırlatacak gibi kaldırmış fakat Yibo anında bedeneni kıvırarak annesine siper olmuştu.

"Ya! Uzaklaş hemen ondan," dedi Xiao Zhan. "O seni değil beni doğurduğunu unutmadan!"

"Çoktan unuttum bile!" annesi de karşılık olarak bağırmıştı. "Çünkü benim doğurduğum çocuk bügün arkadaşının ziyarete geleceğini söylemeyi unutmazdı."

"Söyledim ya!" Xiao Zhan karşılık vermişti.

"Bana Wang Yibo olduğunu söylemedin. Onun için yiyecek bir şey bile hazırlamadık."

Xiao Zhan, "Sen endişe etme," dedi ve buzdolabını tekrar açtı. "Biz birlikte yiyecek bir şeyler yapacağız. Yibo hiç yemek yapamıyor o yüzden umuyorum ki bugün giderken en azından nasıl kızarmış pilav yapılacağını öğrenmiş olacak."

The Winter Wind | YizhanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin