BÖLÜM 9

15.8K 729 135
                                    

"Abi, Baran sakız çiğnemeye utanıyormuş. Görmeye bile dayanamıyormuş," dedim kahkahalarımın arasından. Ön koltuğun arasından ortalarına doğru kendimi sarkıtmıştım. Abim yavaşça gülüp kaşlarını çatarak gözlerini yoldan ayırıp Baran'a dönmüştü. "Beren yine takılıyor mu yoksa gerçek mi?" Baran sert bakışlarını bana çevirdikten sonra konuştu. "Anlamaya çalışıyorum," dediğinde gülmeye devam ediyordum. 

"Baran, ne yaparsan yap, sakın Beren'in diline düşeyim deme." dedi Birkan abim. Oflayarak müzik açmak için elimi ekrana doğru uzatmıştım. "Beren, bir rahat dur ya!" Birkan abim ellerimi arabanın erkanından çekmişti. "Müzik bari aç, sıkıldım. Daha ne kadar yolumuz var?" 

Abim müzik listesini açarken bana cevap vermişti. "Bir ya da bir buçuk saat. Uyusana sen, enerjin yoktu hani?" Müzik açıldığında çığlık atıp hem Baran'ın hem de abimin omzundan tutup sallamaya başladım. Baran'ın sinir olduğu yüzünden belli olmuştu bile. "Hiç eğlenceli değilsiniz," diye söylendiğimde, onlarla uğraşmaktan vazgeçip arkama yaslandım. Hareketsiz kaldığımda yorgunluğum kendini tekrar göstermişti. Kafamı yavaşça cama yaslayıp yolu izlerken göz kapaklarım istemsiz olarak kapanmaya çalışıyordu.

☾ ☾ ☾

"Beren... Beren... Beren, kalk hadi geldik." Birkan abimin sesini duyduğumda gözlerimi açmıştım. Yerimde doğrulduğumda Baran arabadan çoktan inmiş, abimde arabasının içinde bir şeyler yapıyordu. "Ben iniyorum," diyerek kapımı açıp dışarı çıktım. 

Kapıya doğru ilerlerken Birkan abim bana yetişmiş ve kolunu omzuma atmıştı. İçeri girdiğimizde kalabalığın sesi hemen kulağıma dolmuştu. Neden sürekli bu kadar kalabalık takılmak zorundaydık ki? 

 Neden sürekli bu kadar kalabalık takılmak zorundaydık ki? 

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Hazal abla yolumuzu kestiğinde Birkan abime sarılmıştı. Birkan abimin kolundan kurtulup herkesin olduğu yere ilerledim. "Beren... Hoş geldim aşkım," Zerrin teyze kollarını açarak ayağa kalktığında onun yanına doğru gidip sarılmıştım. "Siz hoş geldiniz. Tüm eğlenceyi kaçırdınız," dedim ondan ayrılırken. "Merak etme, haberimiz var." dedi Zerrin teyze, tek kaşını kaldırarak. Soner amca da bana elini öpmem için uzattığında eline boş bir bakış atıp sarıldım. Biz sarılırken gülmeye başlamıştı. "Unutmuşum Beren'in el öpmediğini!" Dinçer amca araya girdiğinde Soner amcadan da ayrılmıştım. "O ne demekmiş?"

"Bizim evin çıbanı o Dinçer amca, öyle el falan öpmez." Kutay abim konuştuğunda yanında Sezin ablayı gördüğümde ilerleyip ona sarılmıştım. Birkan abim de Hazal abla da içeri girip Baran'ın yanına oturmuştu. "Beren kızım, şaşırttın beni," Dinçer amca konuştuğunda ona doğru döndüm. "Neden?" dedim ayakta dikilirken. "El öpmemek mi olurmuş? Geleneğimizdir bizim. Sevgiden, saygıdan yapılır." 

Onun yanına doğru ilerlerken hala konuşuyordu. "İleride torunların da senin elini öpmeyecek mi?" Dinçer amca iyice saçmalamaya başlarken kollarımı ona uzatarak yanına ilerliyordum. "Sarılmak daha güzel Dinçer amca, torunlarım olduğunda istediklerini yapsınlar, umurumda olmaz." dedim sarılırken. 

HERANHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin