26. BÖLÜM

1.8K 166 36
                                    

ARİANA

Güne yüzümüzde var olan gülümseme ile başlamıştık. En çok sevindiğimiz iki haberi de almıştık. Hardin'nin adını kullanarak kaçak mal satan Jacop Rogers ve düğünden kaçırdığımız, büyük patronun iş yapmış olduğu adam, Adams Baker elimizdeydi ve şu anda malikanenin bodrum katındaki işkence odasına getiriliyordular.

Bu haber damarlarımda akan kanı bile kaynatmaya yetmişti. Akacak kanı izlemenin heyecanı ile kalbim yerinden çıkacakmış gibi atıyordu. Bu anlar benim en sevdiğim anlardı.

Ben bu düşüncelere kendimi kaptırmış halde odadan çıkıp aşağıya indiğimde sadece birkaç adım atmıştım ki bir anda kolumdan sertçe çekildi. Sonrasında ise kendimi duvara yaslı halde buldum. Karşımda ise tanrı vergisi yakışıklılığı ile duran Hardin O'conner vardı.

Bir elini duvara koydu. Diğer elini de çeneme getirdi ve kendisine daha iyi bakmam için başımı hafifçe kaldırdı. Bir süre gözlerimin içine baktıktan sonra
"çok güzel olmuşsunuz Ariana Hanım." Dedi. 

Yüzüme yayılan tebessüm ile "teşekkür ederim Hardin Bey. Sizde çok yakışıklı olmuşsunuz." Dedim.

O bana gülümseyerek bakarken bakışları yavaşça dudaklarıma doğru kaydı. Ardından ciddi bir şekilde
"her bir parçanı, tek tek öpmek istiyorum." Dedi.

Cümleleri o kadar içtendi ki nefes alışlarımı bile o an değiştirmişti. Sanki tenimi okşayan bir el gibi Hardin'nin cümlesi de duygularımı okşamıştı.

Yavaşça dudaklarıma doğru eğilip ardından beni öptüğünde hiç beklemeden onun öpüşüne karşılık verdim. Aramızdaki öpüşmenin şiddetinin artması sadece birkaç saniyemizi almıştı.

O başını sağa ve sola yatırıp beni içten bir şekilde öperken bende bir süre ona ayak uydurdum ama daha sonrasında dudaklarından hafifçe çekildim. Hardin ise durmayı reddedip boynuma doğru eğildi. Onun öpüşleri tenimde sıcak etkiler bırakırken yavaşça göğüslerime doğru ilerliyordu.

Tam o sırada Bill'in bahçeye geçen kapıdan içeriye girdiğini ama hiçbir yere bakmadan koşturarak ön kapıya ilerlediğini gördüm. O kadar hızlıydı ki evden çıkması sadece birkaç saniye sürmüştü.

Tanrı şahidim olsun ki bu adam bir şeyler saklıyor.

Daldığım düşüncelerden beni uyandıran Hardin'nin göğüs ucumu hafifçe dişlemesi oldu. O an dudaklarımdan acı ve haz duygusunun karışık olduğu bir inleme çıktığında Hardin'i üzerimden sertçe ittim.

O aç gözlerle nefes nefese bana bakarken ben ne zaman büstiyerimin askısını indirdiğini anlamaya çalışarak üzerimi düzelttim ve ona baktım.

Dudakları bir şey demek için aralandığında buna izin vermeyip ben söze girdim. "Sabah akşam demeden sürekli birlikte oluyoruz." Dedim.

"Çünkü sabah akşam beni azdırıyorsun. Sürekli sana dokunmak istiyorum."

"Hardin bugün dinlensek iyi olacak. Yapmamız gereken işler var." Dedim ama başını iki yana salladı.
"Dinlenmek falan istemiyorum." Dedi ve bir anda beni çevirip duvara yasladı.

Yüzüm soğuk duvara yaslı haldeyken o da arkadan kendini bana bastırdı ve boynuma doğru eğilip nefesini tenime çarptırdı.

"Beni mahvediyorsun. Bana ne yaptığını bile farkında değilsin Ariana." Dedi kalın sesi ile ve boynumu öptü.

"Son günler de fazlası ile değiştiğini farkındayım." Dedim zorla konuşarak ama sanki bu cümlem ona atılmış bir ok parçası gibi bir anda benden çekilmesine neden oldu.

ÖLÜMÜN FISILTISIWhere stories live. Discover now