on : yakışıklı olduğun kadar salaksın da

3K 351 154
                                    

Önümde duran kahve bardağında gözlerimi gezdirdim. Aslında karşımda oturan bedene deli gibi bakmak, yüzünün her bir ayrıntısını ezberlemek istiyordum ama benden korkmasını istemiyordum. Sonuçta ben onu, onun beni tanıdığından daha uzun süre gözlemlemiştim.

Kampüsten çıktıktan sonra genelde bütün öğrencilerin geldiği, kenarda köşede kalan kafelerden birine girmiştik. Geldiğimiz yol boyunca tek tük konuşmuştuk. Merak ettiği şeyler olduğunu söylemişti ama konuya girmeye pek niyetli gibi durmuyordu. Rahat hissetmediğini düşünmeye başlamıştım artık ama öyle olsa buluşmak istemezdi değil mi?

İçinde adının değişik olduğundan dolayı hatırlamadığım çay bardağını dudaklarına yaklaştırdı. Sıcak olduğundan hafifçe üfleyip bir yudum aldı sonra. Bu görüntü karşısında ben de yutkunmadan edemedim.

Canım yemekten çok tatlı çektiği için verdiğim cheesecake siparişi önüme konulduğunda sessizce teşekkür ettim getiren kıza.

"Tatlıyı çok seviyosun sanırım?"

Tek kaşı havada bana bakan sevdiğim şahısa gözlerimi değdirip sonra tekrar önüme döndüm. Biri şuna kaşını aşağı indirmesini söyleyebilir miydi acaba?

"Severim, sen tatlıcı değilsin ama."

Dediğimle kaşlarım çatılırken kendimi düzeltme gereği duydum tekrar. "Yani tuzlu daha çok tercih ediyosun gibi hissettim, o yüzden. Yoksa seni izlediğimden değil."

Hyunjin'in gülüşü kulağıma dolduğunda bakışlarımı yüzüne çıkardım haliyle. Bu anı kaçırmak kendimi uçurumdan aşağı atmakla eş değerdi benim için.

"Doğru gözlem yapmışsın. Yemek yiyeceksin sanıyodum."

"Ben de öyle sanıyodum," mırıldanarak konuşmamı es geçerek konuyu değiştirdim.

"Sormak istediğin şeyler olduğunu söylemiştin?"

Nefesini seslice dışarı bıraktı."Evet ama nasıl gireceğim konuya bilmiyorum."

Elime aldığım çatalı tekrar yerine bırakıp gözlerimi sabitledim bu sefer gözlerine. İlk görüşmemizden ziyade daha ciddi bir şey konuşacak gibi duruyordu.

"Kasmana gerek yok Hyunjin, arkadaşınmışım gibi düşün beni."

"Arkadaşlarım bana böyle davranmıyor ama," Ne kadar kendi duyacağı tonda söylese de duymuştum ama sözünü kesmedim. "Konuşmaya başlama şeklimiz başından tuhaftı zaten. Ne zamandır böyle şeyler hissediyosun benimle ilgili?"

Düşündüm. Gerçekten düşündüm çünkü ben de bilmiyordum. 3 aydan fazladır izliyordum onu hatta ufak da olsa hayatında bir şeylere parmağımın değmesini sağlamıştım belki ama bu duruma kendim bile nasıl geldiğimin farkında değildim.

"Açık olacağım sana." dedim oturuşumu dikleştirirken.

"Bazen otobüste gördüğün biri hoşuna gider ya da dışarda yanından geçen herhangi biri, sen de gördüğüm ilk an hoşuma gitmiştin benim. Tabii ki ben de bilmiyordum sonraki günler tekrar tekrar gelip seni arayacağımı,yaşadıkça fark ediyor bazı şeyleri insan."

Tüm dikkatini bana vermiş, kafasını sallayarak dediklerimi dinliyordu aynı zamanda işaret parmağında takılı olan yüzüğüyle oynarken.

"Yakışıklı olduğumu düşünüp mü hoşlanmaya başladın yani?"

Asıl merak ettiği şey istemsiz yüzümde gülümseme oluşturmuştu. Ama mutluluğun yanından geçen bir gülümseme değildi bu. Onu yakışıklı bulduğum için bu durumda olduğumuzu düşünüyordu demek ki.

guard youWhere stories live. Discover now